Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/22323 E. 2014/2119 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22323
KARAR NO : 2014/2119
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi : Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 18.07.2013
No : 2013/30-2013/69

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olup, Mahkemece, bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Mahkemece 2 maden 1 makine mühendisi bilirkişi heyeti tarafından verilen 21.05.2012 tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, ceza yargılamasında alınan 23.11.2000, 30.11.2000, 29.03.2001 tarihli raporlarda kusur oranlarının farklı belirlenmesi karşısında, iş kazası sonucu yapılan ceza yargılamasına yönelik dava dosyaları celp edilerek, kusurlu bulunarak mahkum olan kişilerin varlığı halinde, kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından; iş bu rücu davasında, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum olan kişi yada kişilere herhalde bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilmek suretiyle ve anılan raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde yeniden rapor alınıp, irdelenerek, varılacak sonucuna göre karar vermek gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması;

3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinin 1. fıkrası gereğince “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”. Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde, açıkça, 4217,05 TL. talep etmesi karşısında, mahkemece, talep aşılarak toplam, 4236,23 TL.’nın davalı Ü.. Mad. Tic. ve Ltd. Şti.’nden tahsiline karar verilmesi;

4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 301. maddesinin 2. fıkrasındaki “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne aykırı olarak, hakkında onanarak kesinleşen bir karar bulunmayan davalı K.. A.. Madencilik A.Ş. yönünden, leh veya aleyhe hüküm kurulmaması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O hâlde, davalıların vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve kararı temyiz etmeyen davacı yönünden davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.