Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/21210 E. 2014/5899 K. 14.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21210
KARAR NO : 2014/5899
KARAR TARİHİ : 14.03.2014

Mahkemesi : Tire 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 04.04.2013
No : 2010/70-2013/200

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı 1999 yılından işten çıkarılma tarihi olan 30.09.2008 tarihine kadar askerlik süresi dışında davalı işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece 20.09.2005-24.11.2006 tarihleri arasında 425 günlük ve 25.02.2008-30.06.2008 tarihleri arasında 156 günlük çalışmanın tespitine karar verilmiştir.
İncelenen dava dosyasında, davacının, kesintisiz olduğunu iddia ettiği çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle davacının dava konusu dönemde çalıştığını iddia ettiği işyerine ait dönem bordroları celp edilerek denetlenmeli, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; dinlenen tanıkların çalıştıkları işyerinin, davalı işyeri ile komşu işyeri olup olmadıkları araştırılmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, varsa işçi alacakları dosyası getirtilip incelenmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; 25.02.2008-30.06.2008 tarihleri arasında 124 gün yerine 156 gün yazılması ve talebe göre hüküm altına alınmayan süre yönünden, avukatla temsil edilen davalılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi ve kabul ret oranına göre yargılama giderine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan C.. C..’a iadesine, 14.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.