Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/21113 E. 2014/1003 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21113
KARAR NO : 2014/1003
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

Mahkemesi : Ankara 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 29.05.2013
No : 2013/350-2013/413

Davacı, yurt dışında Türk vatandaşı iken geçen süreleri 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin ve borçlanma bedelinin, borçlanma başvuru tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafindan düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum’un tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddî gerekir.
2-Dava, yurt dışında Türk Vatandaşı iken geçen sürelerin 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin ve borçlanma nedeniyle belirlenecek borçlanma tutarının, borçlanma başvuru tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, Türk Vatandaşı iken yurtdışında geçen hizmet sürelerini 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilirken; borçlanma talep tarihinden itibaren üç aylık süre geçtiğinden bahisle, borçlanma bedelinin talep tarihine göre belirlenmesine dair istemin reddine karar verilmiştir.
3201 sayılı Yasanın “Döviz ile değerlendirme” başlıklı 4.maddesi, “Sosyal güvenlik kuruluşlarınca döviz ile değerlendirilecek sürelerin her bir günü için tahakkuk ettirilecek prim, kesenek ve karşılık borcu tutan bir dolardır. Dövizin cinsi ve miktarı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilebilir. Değişen miktar, tahakkuk ettirilmiş borçlanmanın tamamını ödememiş olanların bakiye borç sürelerine de uygulanır….” hükmünü; aynı Yasanın geçici 2.maddesinin ikinci fıkrası ise, “Ancak, 4’üncü madde hükümlerine göre tahakkuk ettirilen borç miktarı, ödeme tarihindeki doların Türk Lirası karşılığı esas alınarak hesap ve tahsil edilir.” hükmünü içermekte iken; anılan geçici 2.madde, 5510 sayılı Yasanın 106.maddesi ile tamamen yürürlükten kaldırıldığı gibi; aynı yasanın 4.maddesi de, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı yasanın 79.maddesiyle değişikliğe uğramıştır.
5754 sayılı Yasanın 79. maddesiyle değişik 3201 sayılı Yasanın “borçlanma tutarı ve borçlanma tutarının iadesi” başlıklı 4.maddesi ise, “borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 82’nci maddesinde belirtilen prime esas asgari ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32’sidir. Ancak, prime esas asgari günlük kazancın altında olmamak üzere borçlanma tutarına esas alt sınırı farklı bir miktarda belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir…” hükmünü içermekte olup; anılan madde içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanmalarda, borçlanma tutarının belirlenmesindeki “ödeme tarihi” kıstası, “borçlanma başvuru tarihi” olarak değişikliğe uğramıştır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, borçlanma nedeniyle belirlenecek borçlanma tutarının, borçlanma başvuru tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca saptanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, talep tarihinden itibaren üç aylık sürenin geçtiğinden bahisle anılan istemin reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.