Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/21104 E. 2014/8449 K. 11.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21104
KARAR NO : 2014/8449
KARAR TARİHİ : 11.04.2014

Mahkemesi : Ankara 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 01.07.2013
No : 2013/301-2013/631

Türk vatandaşlığından izinle çıkan davacı, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen sürelerini, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sayılmak üzere 3201 sayılı Kanuna göre borçlanabileceğinin ve sigorta başlangıcının Alman sigortasına tabi çalıştığı 23.07.1987 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; sigorta başlangıcına ilişkin talebi tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçe ile karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemelerin her türlü kararlarının, gerekçeli ve açık olması T.C. Anayasası’nın 141. maddesi gereğidir. Mahkeme hükmünün gerekçesinde ve bir hükümde nelerin bulunması gerektiği Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddenin “c” bendine göre, mahkeme kararında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesi zorunludur.
Değinilen hukuksal sebeplerle dava ve cevap dilekçesine veya rapor ve belgelere atıfta bulunularak hüküm kurulamayacağı gibi, kurulan hükümde tarafların hangi taleplerinin kabul veya ret edildiğinin hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde maddeler halinde belirtilmesi gereklidir. Çünkü taraflar ancak gerekçe sayesinde hükmün hangi madde ve hukuki sebebe dayandırıldığını ve hüküm fıkrasıyla da hangi taleplerinin ve haklarının kabul veya ret edildiğini anlayabilecekleri gibi, Yargıtay denetimi ve hükmün infazı da bu şekilde mümkün olabilecektir. Yapılan açıklamalar çerçevesinde hükmün gerekçesinde, davacının, tefrik edilerek mahkemenin başka esasına kaydına karar verilen sigorta başlangıcına yönelik talebi tartışılıp değerlendirilmiş olup; hüküm fıkrasında kabul ve reddedilen taleplerle ilgili herhangi bir gerekçenin yazılmayıp, buna göre kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası kendi içinde çelişkili olacak şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.