Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/20962 E. 2014/18195 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20962
KARAR NO : 2014/18195
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 14. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.05.2013
No : 2013/362-2013/171

Dava, iş kolu kodunun Kurumca değiştirilmesi ve bu işleme dayalı olarak fark prim tahakkukuna ilişkin işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, isteğin kabulüne, davalı Kurumca davacı şirkete ait iş kolu kodunun 4221 olarak değiştirilmesie yönelik işlemin iptali ile iş kolu kodunun daha önce uygulanan 7022 kod olarak tespitine, davalı Kurumca tahakkuk ettirilen 117.014,39 TL’lik fark priminin iptaline karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada; davacı şirket, davalı Kurumca tutulan 04.10.2010 tarihli müfettiş rapor içeriğine göre, aslen işyerlerinin “işletme ve diğer idari danışmanlık faaliyetleri” kodu ile 7022 olarak tescil edilmiş iken, davacı şirketin aldığı isale hattı için boru temini işinde, ürettiği boruların temini dışında, alınan ikinci ihale sözleşmesine göre, personel görevlendirme formu ile, boruların döşenmek üzere hazırlanması ve montajı için merkez veya fabrikalardan görevlendirilen daimi işçiler ile ihalenin tamamlandığı gerekçesi ile, yapılan işe göre 4221 kodu ile “sıvılar için hizmet projelerinin inşaatı”na dönüştürülmesi ve bu işleme dayalı olarak alınması gereken fark prim borcunun davacı şirketten tahsiline yönelik Kurum işleminin iptalini istemiş olup; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Her olaya, meydana geldiği tarihteki yasal mevzuatın uygulanmasına dair genel ilke gereğince, davanın yasal dayanağı 19.01.2013 tarih ve 28533 S.R.G.’de yayımlanan 10.01.2013 tarih ve 6385 sayılı Kanunun 10. maddesi ile mülga edilen 5510 sayılı Yasanın 83. maddesi olup, bu maddede hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiğinin belirlenmesi hususunda, Bakanlar Kurulu’na yetki verildiği belirtildikten sonra, tehlike sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit edileceği belirtilmiş, Kurumca yapılacak incelemeler veya sigortalıların talebi üzerine bu kodların uygun prim nispeti ve tehlike sınıfları üzerinden tespit ve değiştirilebileceği ve bu değiştirme işlemine karşı itiraz usulü açıklanmıştır. Buna göre, işverenler ile 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra, bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu itiraz edene bildirir. İlgililer, Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması, primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.
Aynı maddenin 6. fıkrasında ise, itirazdan sonra verilecek kararın işverenin talebine göre veya Kurumca yapılan tespit işlemine göre ne zamandan itibaren yürürlüğe gireceği hususunda getirtilen “…İşverenin veya 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların itirazı; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence veya 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına intikali tarihini izleyen yılbaşından, üçüncü fıkrada belirtilen sürelerin aşılması durumunda ise, Kurumca yapılacak değişikliğe ilişkin kararın tebliğini izleyen takvim yılı başından geçerli olarak uygulanır.” hükmü mevcuttur.
Diğer taraftan 29.09.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2008/14173 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince “İş Kazalar ve Meslek Hastalıkları Prim Tarifesi”’nin 6’ncı maddesindeki “Bir işyerinde yürütülen ve esas işin fer’i ve mütemmimi mahiyetinde olan bütün işlerin sigorta primleri, esas işin tabi tutulduğu prim haddine göre hesaplanır. Ancak, esas işin fer’i ve mütemmimi sayılan işler, sigortalıları birbirine karışmayacak şekilde, ayrı ve bağımsız olarak yürütüldüğü ve Kurumda ayrı bir işyeri olarak tescil edilmiş olduğu takdirde, her biri kendi tehlike sınıfının prim haddine tabi olur. ” hükmü ile 7’nci maddesindeki “Aynı işveren tarafından, aynı işyerinde yürütülen ve mahiyetleri bakımından ayrı özellikler gösteren ve farklı tehlike sınıflarına dâhil olan bütün işler, işyerinde en yüksek tehlike sınıfına giren işin prim oranına tabi olur.” hükmünün gözetilmemesi isabetsizdir.
Eldeki davada; Mahkemece, öncelikle, davacı şirketin yukarıda açıklanan itiraz prosedürü çerçevesinde, davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı belirlenmeli, sonrasında ise davacı şirketin aldığı ihalelerin nitelikleri ve sözleşme hükümleri dikkate alınarak, davacı şirketin işyerlerinde yapılmakta olan asıl işin belirlenmesi ve prim tarifesinin 6. maddesi gereğince asıl işin tabi olduğu prim oranı ve tehlike sınıfına tabi olması gerektiği hususları gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan hususlar çerçevesinde yapılan işler ve bu işlerin şirketin asıl işi olup olmadığı araştırılarak, hangi iş kolunda olması gerektiği hususu, açık olarak belirlendikten sonra, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.