YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20921
KARAR NO : 2014/3112
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
Mahkemesi : 16. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.06.2013
No : 2010/365-2013/389
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ve Z.. Ö.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünülüp aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.01.2005-31.12.2009 tarihleri arasında davalılardan Z.. Ö..’e ait hamam işyerinde çalıştığının tespiti ve primlerin işverenden tahsilini istemiş, Mahkemece; davalının babası D..Ö..’ün mirasçıları da davaya dahil edilmek suretiyle, davacının 01.05.2005-31.12.2009 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde çalıştığı tespit edilerek, kısmen kabul kararı verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu ve gereklidir. Bu çerçevede; hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. 5510 sayılı Kanun’un 12. maddesinde de işveren tanımına, “tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar” dahil edilerek yer verilmiştir. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır; bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
Davada somutlaşan olayda, hizmetlerin geçtiği hamam işyerinin davalılar murisi adına 15.02.1995 tarihinde kapsama alındığı, murisin 10.01.2008 tarihinde vefat ettiği, davalı Z.. Ö..’ün, hamam işyerinden 2007 yılından itibaren vergi kaydının bulunduğu, dahili davalılardan F..Ö..’ün, miras haklarını davalı kardeşi Z..Ö..’e devrettiğine ilişkin beyanı ile konuya ilişkin dahili davalılar adına düzenleme şeklindeki vekaletnamelerin varlığı karşısında; Z..Ö.. adına hamam işyerine ait vergi kayıtları celbedilmeli, işyeri devri ve dahili davalıların hak sahibi olup olmadıkları araştırılarak gerçek işveren tespit edilmeli, işyerinin tadilat görüp görmediği hususu ve dolayısıyla davacının çalışma süresinin tespiti bakımından resen belirlenecek komşu işyeri sahip ve bordrolu çalışanlarının tanıklıklarına başvurulmalı, bilgi ve görgülerine başvurulan tanık beyanları karşılaştırılarak varsa çelişkiler giderilmeli; böylelikle; gerçek işveren ile davacının fiili çalışmalarının varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenerek, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre davaya konu talep hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum ve Z.. Ö.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı Z.. Ö..’ten iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.