Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/20841 E. 2014/4581 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20841
KARAR NO : 2014/4581
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Y A R G I T A Y İ L Â M I
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 7. (Kartal 3.) İş Mahkemesi
Tarihi : 12.04.2012
No : 2010/541-2012/246

Dava, 16.08.2005-24.03.2006 ve 31.03.2010-05.05.2010 arası dönemlerde hizmet akdine dayalı olarak geçen ancak Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı ile davalı işveren avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, mülga 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi olup, dosya içeriğinden; davalı şirkete ait çorap imalatı işyerinin …791 sicil numarasıyla kapsama alınıp davalı dönemde faal olduğu, anılan işyerinden elektronik ortamda düzenlenmiş 24.03.2006 ve 13.04.2010 tarihli iki adet giriş bildirgesinin bulunduğu, davalı işyerinden 24.03.2006-31.03.2010 ve 13.04.2010-25.05.2010 arası dönemlerde tam olarak çalışma bildiriminin yapıldığı, iş talep formunun 24.03.2006 tarihli olup belirsiz süreli hizmet akdinde de işe başlama tarihinin 24.03.2006 tarihi olarak gösterildiği, yine dosyada mevcut sağlık raporu ve sabıka kaydının Mart 2006 tarihini içerdiği, davacı tarafından Kuruma verilen 07.05.2010 tarihli şikayet dilekçesinde ise, 24.03.2006-05.05.2010 arası dönemde çalışıldığının bildirilip imzalı ifade ile de girişin 24.03.2006 tarihi olarak belirtildiği, buna karşılık; davalı işveren avukatı tarafından bizzat dosyaya ibraz edilen evraklar içinde yer alan “…Personel Bilgi Formu…” başlıklı belgede, davacının kimlik bilgileri yazıldıktan sonra işe giriş tarihinin talep gibi 16.08.2005 tarihi olarak gösterildiği ve işe giriş için gerekli olan belgelerin en geç 03.03.2006 tarihine kadar hazırlanıp elden teslim edilmesi gerektiğinin belirtilip belgenin Genel Müdür tarafından imzalandığı, gerek davacı gerekse davalı tanıklarınca sürekli çalışmanın teyit edildiği, işçilik alacağına ilişkin Kartal 3. İş Mahkemesinin 2010/857 sayılı dosyasının ise halen Yargıtay’da olduğu, mahkemece personel bilgi formu ve tanık beyanları dikkate alınarak istek gibi ve sürekli biçimde çalışmanın tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Davacı, bildirim dışı sürelerin tespitini istediğine göre, öncelikle, davalı işyerlerinin faaliyet dönemleri ve işin niteliği itibariyle mevsimlik olup olmadığı hususu araştırılıp, açıklığa kavuşturulmalı, davalı işyerlerine ait işyeri dosyaları ile dönem bordroları ve varsa ücret bordroları birlikte değerlendirilerek tespit edilecek bordro tanıklarının, çalışmanın varlığına, başlangıcına ve süresine, işin sezonluk olup olmadığına ilişkin bilgi ve beyanları tespit edilmeli, hükme dayanak kılınan Personel Bilgi Formu içeriği ile çalışma kayıtları, iş talep formu, belirsiz süreli hizmet akdi, sağlık raporu, sabıka kaydı ve şikâyet dilekçesi içeriğinde yer alan tarihler ve tanıkların sürekli çalışmaya ilişkin beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeli, işçilik alacağına ilişkin Kartal 3. İş Mahkemesinin 2010/857 Esas Sayılı dosyası da gözetilerek davacının, fiili çalışmalarının varlığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde; davalı Kurum avukatı ile davalı işveren avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan M.. Ş..’ne iadesine, 04.03.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.