Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/20562 E. 2014/2384 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20562
KARAR NO : 2014/2384
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Mahkemesi : Adana 6.İş Mahkemesi
Tarihi :23.07.2013
No :2012/258-2013/315

Dava, kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, kararında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Hakkında verilen boşanma kararı 28.04.2008 yılında kesinleşen hak sahibine, 14.05.2007 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca 2009 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 25.10.2008 – 24.11.2009 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.

Bu kapsamda, davacı ile boşandığı eşinin uyuşmazlık konusu dönem olan 2008-2009 yılları yönünden mernis adresleri her ne kadar farklı gözükse de müfettiş raporunda söz konusu adresin iki sokağın birleştiği yere ait olduğu aslında aynı ikameti gösterdiğinin belirtilmesi karşısında, mernis adreslerinin fiilen aynı olup olmadığı, davacı ile boşandığı eşinin medula sistemine bildirilen adreslerinin olup olmadığı araştırılmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı olduğu adresler açısından uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatıcı geniş kapsamlı emniyet araştırması yapılmalı, anılan adreslerde görev yapmış/yapmakta olan isten hakkında düşünce edinemeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerin başvurulmalı, dosyada bulunan tanık beyanları arasındaki mevcut çelişki giderilmeli, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirilerek sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.