Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/20536 E. 2014/4709 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20536
KARAR NO : 2014/4709
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

Mahkemesi : İstanbul 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 15.05.2013
No : 2010/601-2013/448

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalılardan SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Birden fazla davalı hakkında aynı dava dilekçesi ile dava açılabilmesi için davalılar arasında zorunlu veya ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının bulunması gerekir. Zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukukun (TMK, BK, TTK) bir hakkın birden fazla kişi tarafından dava edilmesini veya birden fazla kişiye karşı dava açılmasını öngördüğü durumdur. Somut olayda maddi yönden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi şekli yönden dava arkadaşlığı da söz konusu değildir.

Zorunlu dava arkadaşlığı dışında kalan ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller HUMK’un 43’üncü maddesinde a) dava konusu hak veya borcun ortak olması (B.K. Md.142. müteselsil borçluluk) b) borçluların ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile birden çok kişi yararına borç yüklenmiş olması c) davanın aynı nedenden doğması (örneğin, B.K.md.50 birden fazla kişinin haksız fiil sorumluluğu) olarak sayılmıştır. Somut olayda, davalılar arasında anılan maddede öngörülen nitelikte ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.05.2007 gün ve 2007/21-255 E. 2007/260 K; 08.07.2009 gün ve 2009/21-286 E. 2009/328 K. sayılı kararları)

Bu durumda, davalılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından, H.U.M.K.’nun 46’ncı maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilerek, yetki konusunun bu çerçevede ele alınması gerektiğinden, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davalılardan SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı SGK Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 06.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.