Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/20259 E. 2013/20495 K. 07.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20259
KARAR NO : 2013/20495
KARAR TARİHİ : 07.11.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, davalı oğlu tarafından kasten öldürülen sigortalının hak sahibi konumundaki eşine bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının rücuan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tazminat hukukunun temel ilkelerinden biri; sorumluluk şartlarının oluşması koşuluyla, zarar verenin, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi tümüyle (tam tazmin) gidermesi ise de; bu ilkenin katı uygulanması, hakkaniyete uygun olmayan sonuçlar doğmasına neden olabileceğinden, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri ( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44’üncü maddeleri ) uyarınca hâkime tanınan tazminattan indirim yapma yetkisi çerçevesinde rücu alacağından takdir edilecek bir oranda, “hakkaniyet indirimi” yapılması gerekmektedir.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 12.03.1990 tarih, 1990/188-559 E.K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.12.1989 tarih, 1989/62-197 E.K sayılı ilamına göre; sanık konumundaki davalı …’ya, sigortalı …’yu kasten öldürmek suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 450/1. maddesi uyarınca verilen idam cezasının; ağır haksız tahrik altında suç işlediği gerekçesiyle aynı Kanunun 51/2. maddesi uyarınca 24 yıl ağır hapis cezasına indirilmiş olması nedeniyle; Kurum zararından % 75 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, isabetsizdir.
Kabule göre de; 29.12.2012 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlığını taşıyan 12’nci maddesinde, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde
gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücretinin ( yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ) tarifenin üçüncü kısmına göre (nispi) belirleneceği, şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücretinin, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret olduğu, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceği öngörülmüş olup, mahkemece, yargılamada vekil ile temsil olunan davacı Kurum yararına avukatlık ücreti belirlenirken, nispi vekalet ücreti ile sınırlı vekalet ücreti yerine, maktu 1.320,00 TL ücretin karara bağlanması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün (1) numaralı bendinde yer alan “…kabulü ile;…” sözcüklerinin hemen önüne gelmek üzere “…kısmen…” sözcüğünün eklenmesine, aynı bentte yer alan “…6.268,76” rakamlarının silinerek, yerine “3.134,38” rakamlarının yazılmasına, vekalet ücretine ilişkin (4) numaralı bendinde yer alan “1.320,00” rakamlarının silinerek yerine, “440,00” rakamlarının yazılmasına, gerekçenin de bu esasa göre düzeltilmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 07.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.