Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/20247 E. 2014/876 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20247
KARAR NO : 2014/876
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

Mahkemesi :İstanbul 9. İş Mahkemesi
Tarihi :04.07.2013
No :2010/271-2013/392

Rucüan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalılar Ö.. Teks. ve Dayanıklı Tük. Mal. San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilisi M..A.. ve M.. K.. tarafından istenilmesi ve davalı Ö.. Teks. ve Dayanıklı Tük. Mal. San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilisincede duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.01.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına şirket yetkisili M.. A.. ile karşı taraf adına Av. E.. N.. geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere göre, davacı Kurumun temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dava, 30.03.2007 tarihli trafik-iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Anılan madde de; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı … Kurumca işverene ödettirilir. (Ek cümle: 29/07/2003 – 4958 S.K./28. md.) İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. …” hükmü öngörülmüş olup, maddenin açık hükmünden de anlaşılacağı üzere madde, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, davalılar Kurumun rücu alacağından kusurları oranında sorumludur.
Davaya konu somut olayda; sigortalının ölümüne neden olan trafik kazasında, davalı şirket kusursuz, davalı araç sürücüsü %100 kusurlu bulunmuş ve Mahkemece; davalı işverenin de, sorumlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir.
506 sayılı Yasada, sorumluluk durumu özel olarak öngörülmüş olduğundan, iş kazası nedeniyle işverenin tazmin sorumluluğunu düzenleyen anılan Yasanın 10 ve 26. maddeleri kapsamındaki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmadığından; olayda kusuru olmadığı anlaşılan davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu sorumlu olduğu kabul edilerek karar verilmiş olması,
b)Bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri; yaş, gelirin kesilme olasılığı ve iskonto oranı gözetilerek belirlenen tutarı ifade etmektedir. 506 sayılı Yasanın 92. maddesi ise, “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermekte olup, gelir bağlama tablosundan sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirildiği anlaşılmaktadır.
Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirildiği gerçeği karşısında, davalıların tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereği üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 21.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.