Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/19605 E. 2014/1598 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19605
KARAR NO : 2014/1598
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

Mahkemesi :Nevşehir 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :25.04.2013
No :2012/191-2013/241

Dava, tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile anılan sigortalılığın geçerli olduğuna ve tahsis talep tarihinden itibaren aylık bağlanarak yasal faizi ile ödenmesi gerektiğine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, 01.12.1985-24.03.2008 arası dönemde isteğe bağlı tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 01.04.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ve yasal faiziyle tahsiline hükmedilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 01.12.1985-24.03.2008 arası dönemde 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna, 01.04.2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanıp yasal faiziyle tahsiline dair, ilk bozmaya uyularak, bozma sonrası yukarıdaki biçimde tesis edilen 28.06.2011 Tarihli karar, Dairemizin 07.02.2012 tarih 2011/13998 Esas 2012/1600 Karar sayılı ilamıyla; “…hükmüne uyulan dairemizin 06.07.2010 gün 2009/18350 Esas 2010/10273 Karar sayılı ilamıyla; “dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre; 01.12.1985 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edilen davacının ilk defa 06.06.2003 tarihinde olmak üzere 2003 yılında 7, 9, 10 ve 11. aylarda, 2004 yılında 2, 9 ve 10. aylar hariç diğer tüm aylarda, 2005 yılında tüm aylarda, 2006 yılında 4. ay hariç diğer tüm aylarda, 2007 yılında 7 ve 11. aylar hariç diğer tüm aylarda, 2008 yılında 2 ve 3. aylarda olmak üzere prim ödemesinin bulunduğu, 24.03.2008 tarihli tahsis talebi üzerine Kurum yoklama memurları ile muhtar ve köy halkından iki kişinin imzasını içeren 03.04.2008 tarihli tutanakta; davacının İstanbul’da ikâmet ettiğinin ve hasat mevsiminde yaşlı anne ve babasına yardımcı olmak için köye geldiğinin ve tarım işiyle uğraşmadığının belirtilmesi üzerine, sigortalılığın başlangıç tarihi itibariyle iptal edilip 14074 TL prim ödemesinin fazla ödeme kaydedildiği, dinlenen dört tanığın davacının İstanbul’a taşındığı tarihi farklı bildirmelerine karşın tümünün taşınma tarihinden bu yana köye anne babasına yardım amaçlı olarak geldiğini ancak taşınıncaya kadar ise çiftçilik yaptığını ifade ettikleri, Tapu Sicil Müdürlüğünce taşınmaz kaydının bulunmadığının bildirildiği, dosya kapsamına göre prim tevkifatının bulunmadığı gibi bu yönde herhangi bir iddia ve araştırmanın da olmadığı, Ziraat Odası kaydının ise 20.12.2004 tarihinden itibaren devam ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli olmayıp noksan tahkikata dayalı olarak yazılı şekilde tesis edilen hüküm, usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Mahkemece, öncelikle davacının İstanbul’a hangi tarihte gittiği ve İstanbul’daki ikâmetinin sürekli olup olmadığı yöntemince araştırılıp açık ve net bir biçimde belirlenmeli, yine prim tevkifatı ve ürün teslimatı bulunup bulunmadığı yönünde gerekli araştırmalar yapılarak davacının tarımsal faaliyetine ara verip vermediği, bu yıllarda tarımsal faaliyette bulunmuşsa hangi ürünleri ektiği ne kadar ürün elde ederek nerelere sattığı, tapuda kayıtlı taşınmaz mal varlığı bulunmadığına göre tarımsal faaliyete konu arazileri ne şekilde ve kimden temin ettiği, muhtardan ve ilgili kurumlardan araştırılmalı, ayrıca belirtilen hususlarda zabıta marifetiyle tahkikat yaptırılıp keza, varsa bu yöndeki kayıt ve belgeleri davacıya ibraz ettirilmeli, 2926 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtilen kuruluş kayıtlarının bulunup bulunmadığı yönünde yazışmalar yapılmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Herhangi bir delil elde edilemediği takdirde ise prim ödemelerinin karşılık geldiği süre Kurumdan sorulup gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle söz konusu sürelerde davacının isteğe bağlı Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmeli, tahsis istemi de bu çerçevede değerlendirilip sonucuna göre hükme bağlanmalıdır.” gerekçesiyle redde dair önceki hüküm bozulmuştur.
Bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde, aynı tanıklar tekrar dinlenmişler ise de gerek İstanbul’a gidiş tarihi gerekse tarımsal faaliyete ilişkin önceki beyanlarını değiştirerek, İstanbul’a gidiş tarihlerini farklı farklı fakat bozma öncesi belirttikleri tarihten daha önceki tarihler olarak belirtmişler, yine bozma öncesi ifadelerinde taşınma tarihinden sonra tarımsal faaliyette bulunmadığını köye gelişinin ziyaret ve yardım amaçlı olduğunu beyan etmelerine rağmen, bozma sonrası ifadelerinde gerek taşınma öncesi gerekse taşınma sonrası tarımsal faaliyeti bizzat devam ettirdiğini bildirmişlerdir. Diğer taraftan, bozmaya uyulmasına rağmen, davacının İstanbul’a hangi tarihte gittiği ve İstanbul’daki ikametin sürekli olup olmadığı, yine prim tevkifatı ve ürün teslimatı ile kuruluş kayıtlarının bulunup bulunmadığı yönünde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olmasına rağmen, mahkemece, 01.12.1985-24.03.2008 arası tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 01.04.2008 tarihi itibariyle tahsise hükmedilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, hükmüne uyulan önceki bozma ilamı kapsamında davacının ikamet durumu ile prim tevkifat ve ürün teslimatı ile kuruluş kaydı bulunup bulunmadığı araştırılıp açıklığa kavuşturulmalı, tarımsal faaliyete ve köyden ayrılış tarihine ilişkin tanık beyanları arasındaki çelişkiler muhtar ve köy ihtiyar heyeti üyeleri dinlenmek suretiyle giderilmeli, 20.12.2004 tarihinden itibaren devam eden Ziraat Odası kaydı da gözetilerek sigortalılık süresi belirlenmelidir. Bu yönde herhangi bir delil elde edilemediği takdir de ise prim ödemelerinin karşılık geldiği süre kurumdan sorulup gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle söz konusu sürelerde davacının isteğe bağlı tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmeli, tahsis istemi de bu çerçevede değerlendirilip sonucuna göre hükme bağlanmalıdır…” gerekçesiyle ikinci defa bozulmuştur.
Bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde, beyanlarına başvurulan biri muhtar üçü aza toplam dört tanık, davacının 1995 yılına kadar köyde çiftçilik yaptığını, 1995 yılında İstanbul’a gitmekle birlikte yazları köye gelip babasına ait çok sayıdaki tarlayı ekip biçmek suretiyle 2009 yada 2010 yılına kadar çiftçilik yaptığını bildirmişlerdir. Davacı avukatı 11.09.2012 tarihli beyan dilekçesinde, Ziraat Odası kaydı dışında kuruluş kayıtlarının olmadığını, ayrıca tevkifat ve teslimatlarının da bulunmadığını belirtmiş, Kurum da intikal etmiş prim tevkifatının mevcut olmadığını bildirmiştir. Ödenen primlerin karşılık geldiği isteğe bağlı sigortalılık süreleri Kurumdan sorulmadığı gibi bu yönde bilirkişi incelemesi de yaptırılmamıştır. Hükme dayanak kılınan 15.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalılığına ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmaksızın 01.12.1985-24.03.2008 arası dönemdeki primlerin ödendiği belirtilerek, davacı anılan dönemde tümüyle isteğe bağlı sigortalı sayılmış ve 1479 sayılı Yasanın Geçici 10/d maddesi uyarınca 01.04.2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği bildirilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduğuna göre bozma doğrultusunda yargılama yapılması ve hüküm verilmesi zorunluluğu doğar. Hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında, prim tevkifatı ve ürün teslimatı ile kuruluş kaydının bulunmadığının anlaşılması karşısında, 06.06.2003 tarihi itibariyle başlayıp devam eden prim ödemelerinin karşılık geldiği isteğe bağlı sigortalılık süreleri Kurumdan sorulup, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davacının bu sürelerde isteğe bağlı tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması ve tahsis talebinin de bu çerçevede değerlendirilip sonuca bağlanması gereğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur. Kabule göre de isteğe bağlı tarım Bağ-Kur sigortalılığına esas olabilecek ilk prim ödemesinin 06.06.2003 tarihli olmasına rağmen, davacının geriye etkili olarak 01.12.1985 tarihinden itibaren isteğe bağlı tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması, aylığın Bağ-Kur’dan bağlanmasına rağmen 1977-1979 arası dönemde yapılan askerlik nedeniyle borçlanılan 20 ay askerlik borçlanma süresinin 01.12.1985 başlangıç tarihli tarım Bağ-Kur sigortalılığının anılan süre kadar geriye götürülüp sigortalılık başlangıç tarihinin 01.04.1984 tarihi kabul edilerek prim gün sayısı yerine sigortalılık süresi hesabı yapılarak tahsise hükmedilmesi, diğer taraftan 21.09.1982 tescil-13.10.1983 terk biçiminde Esnaf Bağ-Kur’luluğa ilişkin yazı içeriği ve anılan yazıda belirtilen 72765 lira prim borcunun akıbeti ve gerçekliği araştırılmadan bu dönemdeki 1 yıl 22 günlük sigortalılık süresi de ilave edilerek toplam 25 yıl 15 gün üzerinden tahsise hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.