Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/19530 E. 2014/3104 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19530
KARAR NO : 2014/3104
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

Mahkemesi : Bakırköy 11. İş Mahkemesi
Tarihi : 25.06.2013
No : 2011/630-2013/460

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine;
2- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı, 15.06.1984-01.04.1998 tarihleri arasında davalı işverene ait eczane işyerinde çalıştığını ve sigorta başlangıç tarihinin 15.06.1984 olarak tespitini talep etmektedir. Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 01.12.1985 tarihinden önceki süre yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetli ise de; davacının davalı işyerinden 01.12.1985 ve 15.06.1995 tarihli işe giriş bildirgeleri ve 01.12.1985-29.02.1996 ile 15.06.1996-01.04.1998 tarihleri arasında kısmi ve tam bildirimlerinin bulunduğu anlaşılmakla, öncelikle, davacı celbedilmek suretiyle, talep ettiği dönem ve süre netleştirilmeli, 01.12.1985- 01.04.1998 arası dönem yönünden çalışma talebinin varlığı halinde, çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle, süresinin belirlenebilmesi amacıyla; dosyada mevcut 15.06.1995 tarihli işe giriş bildirgesi ve ücret tediye bordrolarından, sigortalının imzasını içerenler yönünden, imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından, kabul edilenler ile inkar edilip de, aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan, yine, davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için, davacıya delilleri sorulmalı, kayıtlarda gözükmeyen çalışmaların neden kayıtlara geçmediği yöntemince araştırılmalı, yazılı belge ibraz olunmayan çalışma süreleri yönünden bordro tanıkları ile aynı yörede komşu ve benzeri işleri yapan işverenler ve bunların çalıştırdıkları kişiler ile gerekirse dinlenilen tanıkların yeniden bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, davacının çalışmalarının kesintiye uğradığının tespiti halinde kesintinin gerçekleştiği dönem yönünden hak düşürücü süre irdelenmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yapılması ve elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.