Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/19437 E. 2013/20765 K. 11.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19437
KARAR NO : 2013/20765
KARAR TARİHİ : 11.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Davacı, 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı alırken 5434 sayılı Kanun kapsamında da emekli aylığı alabileceğine, 2 ödeme yapılması nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığına, kesildiği tarihten itibaren 506 sayılı Kanun kapsamındaki yaşlılık aylıklarının her bir ödeme tarihinden itibaren yasal faizle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozma ilamına uyduktan sonra yaptığı yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, tarafların avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor okunup, dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, hükümlerine uyulmasına karar verdiği Dairemizin bozma ilamında ayrıntılar açıklandığı üzere;
1-)Davaya konu yersiz ödemelerin 5510 sayılı Kanunun 96/a maddesi kapsamında olduğu belirgin olan davacının kasıtlı ve kusurlu davranışlarından doğması nedeniyle, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler olan 24.01.1998 – 24.01.2008 tarihleri arasında aldığı yersiz ödemeleri davacının iade yükümü olduğu;
Bu dönem içerisinde kalan 01.01.2001 – 15.09.2003 tarihleri arasına yönelik olarak; ödenen yaşlılık aylıkları ile, 15 yıl sigortalılık, 4478 gün prim ve 55 yaş üzerinden ödenmesi gereken yaşlılık aylıkları farkını davacının iade etmesi gerektiği gözetilerek;
Öncelikle buna ilişkin davalı Kurumdan sorulmak suretiyle davacının ödemekle yükümlü olduğu miktar belirlenmeli, buna davacının itirazı olması halinde bilirkişiden rapor alınarak davacının iade ile yükümlü olduğu yersiz ödeme miktarı belirlenmelidir.
2-)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir”şeklinde ifade edilen taleple bağlılık ilkesi gözetilerek dava konusu yapılan asıl alacak olan 34.749,81 TL. esas alınmak suretiyle karar verilmeli, avukatlık ücreti buna göre tayin edilmelidir.
4-)Kabule göre;
a-)Dava açmanın maddi hukuk ve usul hukuku bakımından sonuçları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116, 123 ve 141. maddelerinde düzenlenmiş olup, dava açılmasının usul hukuku bakımından doğurduğu sonuçlardan biri de, her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanmasıdır. Hüküm, uyuşmazlığın başladığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Özel bir nedeni olmadıkça davadan sonraki olayları ve hakları kapsamaz, aksinin kabulü anılan Kanunun 297. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen ilkelere aykırılık oluşturur. Bu açıklamalar çerçevesinde, davanın açıldığı tarihten sonraki bir tarihe kadar faiz hesabı yapılmış olması,
b-)Harcın bölünmezliği kuralı gözardı edilerek, kısmen kabulüne karar verilen davada, ödediği harcın isteği halinde iadesi yerine davacıdan harç alınmasına karar verilmiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.11.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.