YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19363
KARAR NO : 2014/3906
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
Mahkemesi :İzmir 4. İş Mahkemesi
Tarihi :20.05.2013
No :2011/588-2013/58
Davacı-Karşı
Davalı :S.. A.. adına Av. R.. A..
Davalı-Karşı
Davacı :S.. B.. adına Av. E.. Ö..
İstem, Kurum tarafından açılan dava yönünden itirazın iptaline, hak sahibince açılan dava bakımından ise kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine ilişkindir.
Mahkemece, Kurum tarafından açılan dava yönünden karar verilmeyip hak sahibince açılan davada istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün, taraf avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, hak sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Hakkında verilen boşanma kararı 1999 yılında kesinleşen hak sahibine, 1983 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca 2011 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 22.10.2008 – 21.06.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, aylıkların yasal faiziyle birlikte geri alınması için başlatılan icra takibine hak sahibince itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Kurumca açılan itirazın iptali davası ile hak sahibi tarafından açılan aylığın yeniden bağlanmasına yönelik dava birleştirilerek yapılan yargılama sonunda ilgililerin 25.02.2011 tarihinde ayrıldıkları gerekçesiyle anılan tarihten itibaren aylığın bağlanması gerektiğinin tespitine karar verildiği belirgin olup mahkemece gerekli inceleme ve araştırmanın yapıldığı anlaşılmakla; ilgililerin yerleşim yerlerini gösterir Nüfus Müdürlüğü ve Seçim Kurulu Başkanlığı belgelerine göre 1999 yılında boşanma gerçekleşmesine karşın kayıtlı yerleşim yerlerinin birlikte olacak şekilde süregelmesi, A..M..Muhtarlığı’nca 25.02.2011 günü düzenlenen Aile Sicili Beyannamesi’ne göre ilgililerin aynı konutta oturduklarının belirlenmiş olması, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu tarafından yapılan inceleme-soruşturmada dinlenen S.A.., Z.T.., M.S..’nın 25.02.2011 tarihli beyanları, Emniyet Amirliği’nce ifadeleri alınan S.A..ve Z.T..ın anlatımları, Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan araştırma sonunda hazırlanan 16.01.2013 tarihli tutanak içeriği ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, hak sahibi ile boşandığı eşinin ayrılmadıkları ve fiili yaşam birlikteliklerini sürdürdükleri belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu ilgililerin 25.02.2011 günü ayrıldıkları yönündeki hatalı saptamaya dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, Kurum tarafından açılan itirazın iptali davası hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması da, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda hak sahibi S.. A..’a geri verilmesine, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.