Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18850 E. 2014/14195 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18850
KARAR NO : 2014/14195
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.05.2013
No : 2011/437-2013/330

Dava, davalılar tarafından kasten öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylığın, 5510 sayılı Kanunun 39. maddesince tazmini istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karra vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddine;
2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Olay tarihinin 08.10.2010 olduğu gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesidir.
5510 sayılı Kanunun,” Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir. ” şeklindeki 39. maddesi gereğince Kurum zararının tamamının talep edildiği dosyada, tahrik hükümleri uygulanmaksızın tesis edilen haklarındaki ceza hükmü temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen davalılar tam kusurlu kabul edilerek, ancak hak sahilperinden birinin aylığının fiili ödemeye dönüşmüş olması sebebiyle talebin kısmen kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan değerlendirmede, davalıların tam kusurlu kabul edilmesi isabetli ise de, Yasanın açık ve buyurucu hükmüne aykırı olarak, 5510 sayılı Kanunun 39. maddesinde belirtilen “ilk peşin sermaye değerinin yarısı” şeklindeki üst sınırın gözetilmemiş olması yersizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yanılgılı değerlemdirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.06.2014 günü oybirliği ile karar verildi.