Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18830 E. 2013/17363 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18830
KARAR NO : 2013/17363
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, tarafların vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin tüm, davacı kurum vekilinin aşağı bendde açıklanan hususlar dışındaki, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masraflar nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalı işverenden 506 sayılı Yasa’nın 10 ve 26. maddeleri uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, daha geniş bir sorumluluk esasına dayanması nedeniyle 506 sayılı Yasanın 10. maddesinin uygulama önceliği bulunduğu halde, 10. maddeye göre sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında bir araştırma yapılmadan karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Çalıştırılan sigortalıların Kuruma bildirilmelerini düzenleyen ve 08.09.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanunla değiştirilen 506 sayılı Kanunun 9’uncu maddesi, kaza tarihi itibariyle; “İşveren, çalıştırdığı sigortalıları, örneği Kurumca hazırlanacak bildirgelerle en geç bir ay içinde Kuruma bildirmeye mecburdur.” hükmünü içermektedir. Anılan Kanunun 10’uncu maddesine göre ise; 9’uncu madde düzenlemesine rağmen sigortalı çalıştırılmaya başlandığının, yukarıda belirtilen bir aylık süre içinde Kuruma bildirilmemesi ya da geç bildirilmesi veya bu durumun Kurumca tespit edilmesi halinde, sigortalı işe giriş bildirgesinin verildiği veya bu durumun Kurumca saptandığı tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde, ilgililerin sigorta yardımları Kurumca yapılır. Ancak, belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masraflar ile gelir bağlanırsa bu gelirlerin sermaye değerleri aynı Kanunun
26’ncı maddesinde yazılı kasıt veya iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi olmasa bile işverenden tahsil edilir. Başka bir anlatımla, 10’uncu madde kapsamındaki sorumluluk, yasal koşulların gerçekleşmesi kaydıyla, kusursuz sorumluluktur. Ancak, bu durumda Borçlar Kanununun 43 ve 44’üncü maddeleri gözetilerek işverenin sorumluluğunda, zarar görenin / sigortalının müterafik kusurunun %50 sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılmalıdır.
Somut olayda; Mahkemece, 506 sayılı Kanun’un 9 ve 10’uncu maddeleri hakkında herhangi bir irdeleme yapılmadığından, 506 sayılı Kanunun 9’uncu maddesine uygun ve süresinde, davalı Kuruma sigortalının işe giriş bildiriminin yapılıp yapılmadığı araştırılarak, aynı Kanunun 10’uncu maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, Borçlar Kanununun 43 ve 44’üncü maddesi kapsamında hakkaniyet indirimi de nazara alınmak ve isteme bağlı kalmak suretiyle hüküm kurulması gerekir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olguların gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı Kurum vekilin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.