Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18735 E. 2014/2041 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18735
KARAR NO : 2014/2041
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi : İstanbul 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 20.03.2013
No : 2011/621-2013/189

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait işyerinde 01.02.1998 – 07.12.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
İnceleme konusu davada davacının topluluk sigortasına tabi olmak istemediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş ise de, Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemeyeceği gözetilerek dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; işyerinin 506 ve 5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında bulunduğu süreler (tescil dönemi) Kurumdan sorulmalı, işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumu ilgili vergi dairesinden, ticaret sicili memurluğundan araştırılmalı, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, uyuşmazlık konusu tarihleri içerir dönemsel sigorta primleri bordroları aylık prim ve hizmet belgeleri Kurumdan getirtilmeli, anılan bordrolarda bildirimleri yapılan sigortalıların hizmet cetvelleri getirtilerek bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, bordrolar düzenlenmediği veya tüm aramalara karşın sigortalılara ulaşılamadığı takdirde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işyerinin ve davacının yaptığı işin nitelik itibarıyla mevsimlik olup olmadığı, çalışmanın tam gün üzerinden gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, çalışma kesintili gerçekleşmiş ise hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılmalı, özellikle; ilgili emniyet müdürlüğünden, davacının Türkiye’ye giriş-çıkış tarihleri sorularak, Türkiye’de kaldığı süre şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmeli; Türkiye’de geçen sürelerin yıllık izin süreleri olup-olmayacağı üzerinde durularak, izinde geçirilmeksizin çalışılmadan geçen süreler dışlanarak toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme, araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.02.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.