Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18727 E. 2014/2040 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18727
KARAR NO : 2014/2040
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi : Birecik Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 14.03.2013
No : 2011/459-2013/133

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine;
2-)Dava, davacının, davalı sosyal yardımlaşma vakfında 01.11.2002-01.11.2006 döneminde, daha sonra vakfın görevlendirilmesiyle Birecik Mal Müdürlüğünde 2006 Kasım ayından 2007 yılı Mayıs ayına kadar yine vakfın görevlendirmesiyle Birecik Nüfus Müdürlüğünde 2007 yılı Mayıs ayından 2007 yılı Ekim ayına kadar çalıştığını, bir yıl kadar ara verdiğini daha sonra yine vakıf tarafından işe alındığını ve vakfın görevlendirilmesiyle Gençlik Spor Müdürlüğünde 2008 yılı Ekim ayından 15 Temmuz 2011 tarihine kadar çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna göre davacının 01.05.2007 ile 10.05.2007 ve 15.03.2010 ile 15.06.2010 tarihleri arasında çalıştığının kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanakları 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Diğer taraftan, kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Anılan belgelerde yer alan imzaların sigortalıya aidiyeti belirlenmiş ve hata, hile veya ikrah sonucu imzalandığı kanıtlanmamış ise birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturmaktadır ve bunun aksi, eş değer delillerle kanıtlanmalı, bu kapsamda tanık anlatımlarına değer verilmemelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde; davacının davalı vakıfta 10.11.2006 ile 10.05.2007 ve 15.03.2010 ile 15.06.2010 tarihleri arasında bildirilen çalışmaları bulunmakta olup davacının talep ettiği dönemlere ilişkin davalı Vakıfça davacıya yapılan ödemelerin varlığı ve tanıkların, davacının talep ettiği dönemdeki çalışmasını teyit eder beyanları ve tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde; davacının, talep ettiği sürelerde davalı Vakıfta çalıştığı anlaşılmakla; mahkemece, davacının taleplerinin başka işyerlerinde bildirilen çalışmaları dışlanmak suretiyle kabul edilebilmesi gerektiği gözetilmeden davacının Kuruma bildirilen 15.03.2010 ile 15.06.2010 tarihleri arası çalışmasının da tespiti şeklinde yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.