Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18703 E. 2014/2038 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18703
KARAR NO : 2014/2038
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi :Kurşunlu Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :16.04.2013
No :2011/117-2013/22

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Birden fazla davacı için aynı dava dilekçesi ile dava açılabilmesi için davacılar arasında zorunlu veya ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının bulunması gerekir. Zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukukun (TMK, BK, TTK) bir hakkın birden fazla kişi tarafından dava edilmesini veya birden fazla kişiye karşı dava açılmasını öngördüğü durumdur. Somut olayda maddi yönden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi şekli yönden dava arkadaşlığı da söz konusu değildir.
Zorunlu dava arkadaşlığı dışında kalan ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller HUMK’un 43’üncü maddesinde a) dava konusu hak veya borcun ortak olması (B.K. Md.142. müteselsil borçluluk) b) borçluların ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile birden çok kişi yararına borç yüklenmiş olması c) davanın aynı nedenden doğması (örneğin, B.K.md.50 birden fazla kişinin haksız fiil sorumluluğu) olarak sayılmıştır. Somut olayda, davacılar arasında anılan maddede öngörülen nitelikte ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.05.2007 gün ve 2007/21-255 E. 2007/260 K; 08.07.2009 gün ve 2009/21-286 E. 2009/328 K. sayılı kararları)
Bu durumda, davacılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından, 6100 sayılı H.M.K.’nun 167’nci maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davalıların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 10.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.