Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18697 E. 2014/14013 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18697
KARAR NO : 2014/14013
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

Mahkemesi : Gaziantep 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.06.2013
No : 2011/16-2013/188

Dava, Hazine tarafından karşılanması gereken %5 işveren prim payının fazladan ödendiği belirtilerek Kurum’dan yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı, Kuruma prim borcu bulunmadığını, yasa gereği işveren prim payının %5 oranına isabet eden kısmının Hazine tarafından karşılanması gerekirken 2008 yılı 11. ay ila 2010 yılı 11. ay arası dönemlerde Hazinenin karşılaması gereken toplam 5586,21 TL’yi kendisinin ödediğini belirterek, fazladan ödediği primlerin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiş; Mahkemece, tahsili gereken miktar belirtilmeksizin, davacının fazladan ödediği primlerin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle Kurumdan tahsiline karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın Prim oranları ve Devlet katkısı başlıklı 81. maddesine göre;
“ Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20’sidir. Bunun % 9’u sigortalı hissesi, % 11’i işveren hissesidir.
……. ı) (Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal
Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.(Ek cümle: 31/7/2008-5797/2 md.) Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir….”
Anılan yasal düzenlemeden yararlanmak için prim ve gecikme cezasına ilişkin borcunun bulunmaması gerekmekte olup; dosyadaki belgelerde davacının, 13.12.2011 tarihi itibarıyla 2008 yılı 10. ay öncesine ve 2009 yılı 6. ayına ilişkin toplam 1007,00 TL prim borcunun bulunduğu yazılıdır. Mahkemece, anılan prim borçlarının varlığı ve ödendiği tarih araştırılarak, davacının yukarıda belirtilen yasal düzenlemeden yararlanıp-yararlanamayacağı, sonucuna göre belirlenmelidir.
2- 5510 sayılı Yasanın 89/3. maddesine göre, Kuruma yersiz ödenen primlere yürütülecek kanuni faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden ay başından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır. Mahkemece, her bir ödeme tarihinden itibaren yasal faizle tahsil kararı verilmesi, isabetsiz bulunmuştur.
3- Dava, alacak istemine ilişkin olup, Mahkemece, aylar itibarıyla davacının alacağı, miktar olarak belirtilip infaza uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, alacak miktarı belirtilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak şekilde fazla ödenen primlerin tahsili şeklinde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.