YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18270
KARAR NO : 2014/3405
KARAR TARİHİ : 20.02.2014
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesi
Tarihi : 06.06.2013
No : 2011/42-2013/277
Davacı : N.. B.. adına Av. U.. U..
Davalılar : 1-S.. K.. Başkanlığı adına Av. H.. U..
2-M.. Ö.. adına Av. Ç.. Y..
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. Maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesi ile 5510 sayılı Kanununun 86. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı, 01.04.1993-06.11.2010 tarihleri arasında aralıksız çalıştığının tespitini talep etmiş; mahkemece, 01.03.1999-15.06.2011 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyanın tetkikinde; Dinlenen tanıkların bir kısmı, davacının kış aylarında daha yoğun olarak siteye geldiğini, yaz aylarında 15-20 günde bir gelip gittiğini belirtmiş, diğer tanıklar ise davacının aralıksız çalıştığını belirtmişlerdir. Dinlenen tanık beyanları ve mevcut belgeler nazarında davacının çalışma süresi ve sürekli olup olmadığı net olarak belirlenememesine karşılık, mahkemece, komşu apartmanda çalışan apartman görevlisi C.. Ç..’nun çalıştığı süreler esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılanlar ışığında, mahkemece, çalışma süreleri ve çalışmanın sürekliliği net olarak tespit edilmeli, bu bakımdan, davalı işverenin ikamet ettiğiapartmanın, yöneticisi, görevlisi ile apartmandaki komşuların bilgilerine başvurulmalı, güvenliği olan bir apartman olması nedeniyle, varsa, diğer güvenlikçiler dinlenilmeli, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, taleple bağlılık ilkesi gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan M.. Ö..’e iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.