Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18152 E. 2014/2092 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18152
KARAR NO : 2014/2092
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Mahkemesi : Konya 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.05.2013
No : 2011/222-2013/162

Dava, davacının Kurumun yaşlılık aylığının iptaline yönelik işleminin iptali ile Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesinin “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü karşısında, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 35, Geçici 10 ve Geçici 11. maddeleridir.
20.04.1982-27.10.1995 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı bulunan davacıya, Kurumca 01.07.2000 tarihinden itibaren 6547 gün sigortalılık süresi üzerinden aylık bağlandığı, 28.03.1983 tarihine kadar Fransa’daki çalışmalarından dolayı davacının, yurt dışı sosyal güvenlik kurumundan aylık tahsis talebinde bulunması sonucu, 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık başlangıç tarihinin Kurumca 01.07.1983 tarihi olarak kabul edilerek, Türkiye’deki aylığı iptal edilerek, ödenen aylıkların borç kaydedildiği, mahkemece, davacının 01.03.1983 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğu kabul edilerek, aylık bağlama oranındaki değişikliğin yaşlılık aylığındaki etkisi Kurumdan sorularak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
01.01.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Yasanın 39. maddesi ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11. maddede, sigortalının aylığının “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığı;
a)Sigortalının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağının aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosundaki değeri üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı ile,
b)Sigortalının, bu Kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında aylar itibariyle prim ödediği gelir basamaklarının bu basamaklardaki prim ödeme süreleri de dikkate alınarak, aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir basamakları üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınmak suretiyle bu Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre bulunacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanan aylığın, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı,” toplamı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu yasal düzenlemeye göre; A aylığının hesap formülü;
01.01.2000 tarihindeki basamağının
Aylık Tahsis Tarihindeki Gelir tablosu karşılığı
A Aylığı = Aylık gelir tutarı x ABO x 1.1.2000 öncesi hizmeti
Toplam hizmetleri

Keza B aylığının hesap formülü de;
B Aylığı= Ağırlıklı Ortalama x ABO x 1.1.2000 sonrası hizmeti
Toplam Hizmetleri
şeklinde olacaktır.
Aylık hesabında esas alınacak aylık bağlama oranlarının belirlenmesinde ise, 01.01.2000 öncesi için 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesi yollaması ile mülga 36. maddenin “Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalılara en son prim ödediği gelir basamağında en az bir tam yıl prim ödemesi koşuluyla bulunduğu basamağın % 70’i oranında aylık gelir hesaplanır. Bulunduğu gelir basamak primini bir yıl ödememişse, bir önceki basamak üzerinden aylık gelir hesaplanır. Bu oran 25 yıldan fazla prim ödenmiş olması halinde fazla olan her tam yıl için % 1, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşlarından sonra sigortalılığa devamda, fazla olan her tam yaş için de ayrıca % 1 artırılır.” hükmü gözetilmeli, 01.01.2000 sonrası aylık bağlama oranının belirlenmesi için ise, 4447 sayılı Kanunla değişik anılan maddenin “Aylık bağlama oranı, sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için %3,5 takip eden onbeş tam yılın her bir yılı için %2 ve yirmibeş yıldan fazla her bir tam yıl için %1,5 oranlarının toplamıdır.” hükmü nazara alınmalıdır.
Bu şekilde belirlenecek aylık bağlama oranları ile hesap edilen A ve B aylıklarının toplamı, tahsis tarihi itibarıyla aylık miktarını oluşturur. Bu şekilde tahsis talep tarihi itibariyle belirlenecek yaşlılık aylığının ilgili maddelerde düzenlenen artış oranları ve artış yasalarıyla (5073, 5282, 5454, 5565 sayılı Yasalar gibi) gösterilen artış oranları uygulanarak, sosyal destek ödeme tutarları da gözetilerek, yıllara göre ödenmesi gereken aylık tutarı belirlenmelidir.
Mahkemece, öncelikle, davacıdan talebi açıklattırılarak, 01.03.1983-01.07.1983 tarihleri arasındaki döneme yönelik sigortalılık süresinin tespitine dair talebinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, sonucuna göre, davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresi, anılan Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince tereddütsüz tespit edilerek, yukarıdaki maddi ve hukuki olgular ışığında, belirlenen sigortalılık sürelerine göre, davacıya başlangıçtan itibaren ödenmesi gereken aylık tutarı ile ödenen aylık tutarı gerek bilirkişi incelemesi gerekse Kurumdan sorulup belirlenerek, bu çerçevede davacıya yersiz ödenen aylık tutarı tespit edilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.