Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/18070 E. 2014/2340 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18070
KARAR NO : 2014/2340
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

Mahkemesi : Cizre Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 05.12.2012
No : 2011/740-2012/649

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkeme, davanının kabulüne karar vermiştir

Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10 ve 5510 Sayılı Kanun’un 86/9. maddeleridir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

Somut olayda; Mahkemece; davacı murisinin, davalı şirkette 15.03.2008-28.12.2008 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiş olup, şirketin, 01.08.2009 tarihinde kapsama alındığı, şirket yetkili müdürü ile muhasebecisinin çalışmaya dair tanıklıkları ile yetinildiği, dolayısıyla, yapılan araştırma ve incelemenin, çalışmanın gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği ile süresinin belirlenebilmesi için hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece, re’sen araştırma ilkesi gereği; ilgili vergi dairesinden mükellefiyet başlangıç tarihi de sorulmak suretiyle vergi kayıtları ve muhtasar beyannameleri ile ticaret sicil memurluğundan, ticaret sicil kayıtları celbedilmeli, davalı şirketin kapsam tarihi öncesine ilişkin olarak talep edilen çalışma süresinin tespiti yönünden, sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile aynı çevrede işyeri olan işveren, ya da, bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak, re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği ile iddia olunan çalışmanın gerçek ve fiili olup olmadığı nazara alınmalı; böylece, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.