YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18019
KARAR NO : 2014/10860
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
… adına Av. … ile 1-… 2- … 3- … 4- … arasındaki dava hakkında Uşak 1. İş Mahkemesinden verilen 08.02.2013 günlü ve 2010/257 Esas 2013/147 Karar sayılı hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat, usulüne uygun olarak bir tebligat yapıldıktan sonra adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde mümkündür.
İlanen tebliğde, ilan metninin mahkeme ilan tahtasına asılması yoluyla da ilan edilmesi 7201 sayılı Yasanın 29. maddesi gereğidir.
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Somut olayda; davalılardan … ve …’nun mernis adresinin araştırılmadığı halde, gıyabi hükmün, bu davalılara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre teblig edildiği, dolayısıyla tebliğatın usule uygun yapılmadığı ayrıca, davalı …’ya gıyabi hükmün ilanen tebliğ edildiği ancak ilan metninin mahkeme ilan tahtasına asıldığına ilişkin divan tutanağının olmadığı anlaşılmıştır.
Gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, Mahkemece, davalılardan … ve …’nun mernis adresinin belirlenerek, davalılar … ve …’nun Tebliğat Kanun’un 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılarak; davalı …’ya yapılan tebliğin, 7201 sayılı Yasanın 29. maddesi gereği, ilan metninin mahkeme ilan tahtasına asılarak divan tutanağının tutulup, tebliğ belgelerinin dosyasına konulması ve temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.