Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/17995 E. 2014/16602 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17995
KARAR NO : 2014/16602
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

Mahkemesi : İskenderun 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 23.05.2013
No : 2013/314-2013/756

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlene raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının işyerinde 2006 yılında yapılan denetim sonucu işyerine ait defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle tarafına tahakkuk ettirilen idari para cezasını 2008 yılında Kuruma ödemesinden sonra Hatay 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2010 tarihli kararı ile idari para cezasının kaldırıldığından bahisle 2008 yılında ödediği miktarın tahsili amacıyla Kurum aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra-inkar tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, Hatay 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar sonucu idari para cezasının kaldırıldığı, davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödenen bedelin davacıya iade edilmesi gerekirken iade edilmediği ve icra takibine yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesi sonucu; davacıya idari para cezası tahakkukuna ilişkin işlemin 02.07.2007 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 12.07.2007 tarihinde Kuruma itiraz edildiği, 08.09.2008 tarihinde idari para cezasını taksitlendirerek tamamını ödedikten sonra 08.09.2009 tarihinde Hatay 1.Sulh Ceza Mahkemesine idari para cezasının iptali için başvurduğu, Sulh Ceza mahkemesi tarafından davasının 22.03.2010 tarihinde ret edildiği, bu karara karşı Hatay 2.Ağır Ceza Mahkemesine başvurduğu ve mahkemenin 07.05.2010 tarihli kararı ile idari para cezasının iptal edildiği, karar üzerine ödemiş olduğu miktarın tahsili amacıyla davacı tarafından Kurum aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikli olarak çözümlenmesi gereken uyuşmazlık idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır. Bu uyuşmalığın çözümü için de uygulanması gereken yasal dayanak davacıya idari para cezasının tebliğ edildiği 02.07.2007 tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasanın 140. maddesidir. Söz konusu madde incelendiğinde; idari para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içerisinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içerisinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari para cezası kesinleşir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davacı tarafından yasal prosedüre uyulmayarak idari para cezasına karşı idare mahkemesine dava açılması gerekirken görevsiz mahkeme olan sulh ceza mahkemesine dava açılmak suretiyle Yasada öngörülen prosedüre uyulmadığı, yasal prosedür kapsamında olmayan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen idari para cezasının iptaline ilişkin kararın yok hükmünde olduğu ve idari para cezasının bu süreçte kesinleştiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece kesinleşmiş idari para cezasına dayanılarak yapılan ödemenin istirdatına ilişkin karar isabetsizdir.
Kabule göre de; itirazın iptali davası ve icra- inkar tazminatı koşulları incelenmeksizin karar verilmiş olması isabetsizdir.
Mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.