Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/17797 E. 2014/9505 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17797
KARAR NO : 2014/9505
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.07.2013
No : 2013/8-2013/513

Davacı, Alman R. sigortasına giriş olan 22.01.1980 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini, 05.04.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında yaşlılık aylığı almağa hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
17.11.2006 günlü borçlanma başvurusu 28.12.2006 ve 05.04.2012 günlü ödemelerle Almanya’da geçen 22.01.1980-18.01.2005 tarihleri arası toplamda 8.997 günlük yurtdışı süresini 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde borçlanan davacı ilk kez 30.03.2012 tarihinde tahsis başvurusunda bulunmuş; ancak prim gün sayısının yetersizliği üzerine 05.04.2012 tarihli ikinci ödemeyle toplamda 8.997 prim gün sayısına ulaşılmış; 11.07.2012 tarihli ikinci tahsis başvurusunun, sigorta başlangıcının 3201 sayılı Yasanın 5.madde hükmüne göre belinlenerek reddi üzerine de işbu eldeki dava açılmıştır.
Mahkemece, Uluslararası sözleşme hükmü uyarınca 22.01.1980 tarihinin sigorta başlangıcı olduğuna,ikinci tahsis başvuru tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilirken, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesine yönelik uyuşmazlık olmamakla hukuki yarar yokluğundan bu istemin reddine karar verilmiştir.
1-Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman R. sigortasına girmiş bulunması halinde, R. sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Alman R. sigortasına giriş tarihini içerecek şekilde yurt dışı borçlanmasının usulünce yapılması halinde mümkündür.
Diğer taraftan, dava dosyası içerisinde yer alan 26.11.2012 günlü tercümeli Alman Mercii yazısı ile eki sigorta durum belgesinde, davacının R.a giriş tarihini de içerecek şekilde 22.01.1980 tarihinden itibaren bir kısım Almanya primlerinin 31.10.2006 tarihli kararla iade aldığı belirtilmektedir..
Prim iadesi suretiyle tasfiye edilen yurt dışı hizmetlerindeki tasfiye edilme hali, söz konusu yurt dışı sürelerinin, 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlandırılarak sigortalının sosyal güvenliği bakımından değerlendirilmesinde, aksine bir düzenleme bulunmadığından engel değildir. Ancak tasfiye edilen yurt dışı hizmetlerin, sigortalılık başlangıcında esas alınabilmesi mümkün de bulunmamaktadır.
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında bağıtlanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman R. sigortasına girmiş bulunması halinde, R. sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür.
Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, R. sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13.2.2002 t., 2002/10-21 E., 2002/70 K sayılı kararı)
Kuşkusuz bu halde sigorta başlangıcı, 3201 sayılı Yasanın 5’inci madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir.
Şu halde yapılması gereken iş, 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmaya konu yapılan ve R. sigortasına giriş tarihini de kapsayan 22.01.1980 tarihinden itibaren Almanya çalışmaların tasfiye edilip edilmediği, tasfiye edilmeyen ve R. sigortası kapsamında bulunan başka bir sürenin bulunup bulunmadığı usulünce yapılacak araştırma ile belirlenmeli; tasfiye edildiğinin anlaşılması halinde ve Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına dair sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikte başkaca R. sigortasına girişin de bulunmaması halinde, sigorta başlangıcı ve yaşlılık aylığına ilişkin davacı istemi, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde yeniden değerlendirilmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
2-Öte yandan kabule göre de, yurtdışı borçlanmasına ilişkin 05.04.2012 günlü ikinci ödemeyle toplamda 8.997 prim gün sayısına ulaşarak tahsis şartlarına haiz olan davacıya, 30.03.2012 günlü ilk tahsis başvurusu dikkate alınmak suretiyle, ödemeyi takip eden aybaşı olan 01.05.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi gerekirken, ikinci tahsis başvuru tarihini takip eden aybaşından aylık bağlanması ayrıca yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.04.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.