YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17671
KARAR NO : 2014/2022
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
Mahkemesi : İstanbul 13. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.06.2013
No : 2011/996-2013/400
Dava, yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalının avukatının temyiz etmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Sigortalının yaşlılık aylığı bağlanma talebine istinaden davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlanması için “yaş haddi, belirli süre sigortalı olma, belli gün sayıda prim ödeme, sigortalı olarak çalışılan işten ayrılmış olma ve aylık için yazılı talepte bulunma” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. 506 sayılı Kanunun 60. maddesi ve geçici 81. maddesinde yaşlılık aylığı bağlama koşulları, belirli gruplar halinde düzenlenmiş olup her somut olayda, o sigortalının dahil olduğu gruba ilişkin koşullar esas alınmalıdır.
Somut olayda; Kurum tarafından, 01.09.1986 – 07.05.1993 tarihleri arasında yurdışında geçen çalışmasının 1462 gününü borçlandığı ve (hernekadar hizmet cetvelinde 2252 gün var ise de) 506 sayılı Kanun kapsamında 2094 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödediği bilgisi verilen davacının, yaşlılık aylığı bağlanması için gereken 3600 gün prim ödeme gün sayısının oluşmadığı belirgin olup, davacının prim ödeme gün sayıları, yurtdışı çalışmalarından borçlandığı gün sayısı toplamı ayrıntılı olarak davalı Kuruma sorularak araştırılıp, açıklığa kavuşturularak, yaşlılık aylığı bağlanması için gereken tüm şartların kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde oluşup oluşmadığı belirlendikten sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-)Kabule göre, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesinde, Medeni Kanun ile belirtilen hükümler saklı olmak üzere, hakimin her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı bulunduğu, ondan fazlası veya başka bir şey hakkında karar veremeyeceği belirtilmiş, 01.10.2011 günü yürürlüğe girerek 1086 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde de, hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olmakla, hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır. Bu çerçevede, dava dilekçesinde 01.06.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istenmesine karşın, taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, isabetsizdir.
O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.