Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/17602 E. 2013/22723 K. 29.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17602
KARAR NO : 2013/22723
KARAR TARİHİ : 29.11.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı Kurumun ve davalı …’in aşağıda belirtilen temyiz itirazları dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 10 ve 26. maddeleridir.
Mahkemece, hüküm kurulurken 26. madde gözetilmiş olmasına rağmen, 9. ve 10. madde yönünden bir inceleme yapılmamıştır.
506 sayılı yasanın 9. maddesi – (Değişik : 25.08.1999 – 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ”İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek : 14.07.1999 – 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ”
Düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 Sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 Sayılı Kanunun 2.maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin
sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
Davalı işverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli,bu kapsamda işyerinin tesciline ilişkin dosya getirilmeli ve varsa işverence verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihinin belirlenmeli, sigortalının davalı işverene ait işyerinde işe başladığı tarihin açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmeli, bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek somut olayda 506 sayılı yasanın 9. ve 10.maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, yapılan araştırma sonucunda davalı işverenin 10. maddeye göre sorumlu olduğunun belirlenmesi halinde; işverenin % 100 sorumluluk oranından Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri gereğince sigortalının kusurunun yarısından az olmamak üzere indirim yapıldıktan sonra kalanla sorumlu olacağının kabul edilmesi gerekeceği de göz önüne alınmalıdır.
3)Kabule göre de;
Sigortalı Yüksel’in kule vinç operatörü olarak çalıştığı sırada, inşaat şantiyesinde kontrol amacıyla vincin kontrol platformuna çıktığı sırada dengesini kaybederek düşmesi sonucu vefat ettiği olayda, mahkemece oluşa ve usule uygun olarak alınan bilirkişi raporu esas alınarak davalı işverenin %70, vefat eden sigortalının %30 kusurlu oldukları kabul edilmiştir. Sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerli gelirler toplamı 32.351,46 TL olmakla, davalı işverenin bu miktarın %70’inden sorumlu olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, bağlanan peşin sermeye değerinin tamamına hükmedilerek fazla rücu alacağına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ve davalı avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.