YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17362
KARAR NO : 2014/4675
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
Mahkemesi : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.06.2013
No : 2012/785-2013/668
İstem, SGK Başkanlığı tarafından açılan dava yönünden yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte geri alınması için başlatılan icra takiplerine yönelik itirazların iptaline, hak sahibince açılan dava bakımından ise kesilme tarihi itibarıyla aylıkların yeniden bağlanması gerektiğinin ve ödenen aylıklar için borçlu olunmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, Kurum tarafından açılan dava reddedilip hak sahibince açılan davada istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün, Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 22.09.2005 tarihinde kesinleşen davacıya, 1979 yılında ve 05.08.2005 günü yaşamını yitiren sigortalı baba ve annesi üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylıklarının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 24.10.2008 – 23.02.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirilip icra takipleri başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
İnceleme konusu davaya ilişkin olarak ise, ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden boşanılan eşin 01.10.2008 – Ağustos/2010 döneminde kayıtlı olduğu yerleşim yeri bilgisi getirtilmeli, söz konusu yerle birlikte ayrıca Şemsipaşa Mahallesi 11. Sokak/Gaziosmanpaşa yönünden geniş kapsamlı uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatıcı Emniyet Müdürlüğü araştırmaları yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalar ile yöntemince belirlenecek komşulardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, özellikle, Ş. Mahallesi Muhtarlığı’nca düzenlenen yazıda boşanılan eşin 01.02.2009 – 25.02.2010 döneminde davacıyla aynı adreste kayıtlı olduğunun belirtilmiş ve 30.04.2009 günü hazırlanan Konutta Kalanlara Ait Kimlik Bildirme Belgelerinde hak sahibi ile boşandığı eşinin aynı yerleşim yerinde birlikte oturduklarının bildirilmiş olması dikkate alınmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.