Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/16986 E. 2014/1653 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16986
KARAR NO : 2014/1653
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

Mahkemesi : Ankara 5. İş Mahkemesi
Tarihi : 01.07.2013
No : 2013/816-2013/846

Dava, borçlanma talep tarihinde Türk Vatandaşı olma şartı aranmaksızın, yurtdışında Türk Vatandaşı iken Alman Rant Sigortasına giriş tarihinden itibaren geçen çalışma ve ev hanımlığı sürelerinin 3201 sayılı Yasa uyarınca 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir..
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; 07.08.1996 günlü Bakanlar Kurulu kararına istinaden vatandaşlıktan çıkmasına izin verilen ve Türk Vatandaşlığından çıkma belgesinin 04.03.1997 tarihinde teslim edilen 16.02.1950 doğumlu davacının, 10.11.2012 tarihli yurt dışı süreleri borçlanma talebine ilişkin dilekçesine; davalı Kurum, davacının, Türk Vatandaşı olmaması nedeniyle talebini reddetmesi üzerine, eldeki dava açılmıştır. Dosya kapsamından, davacının, borçlanma talep tarihinden önce, sadece, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında çalışması olduğu, Kurum tarafından davacının gönderilen şahsi dosyası içerisinde, herhangi bir borçlanma evrakı olmadığı görülmüştür.
Mahkemece, istem gibi davanın kabulüne karar verilerek, davacının, Alman rant sigortasına giriş tarihi olan 25/08/1971 tarihinden itibaren çalıştığı süreler ile ev hanımı olarak geçirdiği süreleri borçlanabileceğinin ve davacının Türk vatandaşlığından çıkmadan önceki çalışmalarının davalı kuruma 5510 sayılı Yasanın 4/1-a kapsamında borçlanabileceğinin tespitine yönelik hüküm kurulmuştur.
3201 sayılı Yasanın 1. maddesinde; “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. ve 389. maddeleri (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi) uyarınca, kararın anılan maddelerde tanımlanan unsurları taşıması ve “iki tarafa tahmil ve bahşedilen hakların şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılması gereklidir (taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir)” yönündeki hükümlerinin, kararın yazımında dikkate alınması gerekir.
Mahkemece, davacının, Türk Vatandaşı olmadığı dönem açıklıkla saptanmalıdır. Bu saptama yapıldıktan sonra, doğumla Türk vatandaşı olup, izinle Türk vatandaşlığından çıkan kişilerin, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen 3201 sayılı Yasa kapsamındaki sürelere ilişkin borçlanma hakkı, Türk Vatandaşlık Kanunu ile kazanılmış bir hak sayılarak, bu sürelere yönelik borçlanma taleplerinin, borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma hali dikkate alınmaksızın, kabulü gereğine yönelik yerleşmiş Yargıtay uygulaması gözetilerek; davacının Türk vatandaşı olduğu dönemdeki yurtdışında çalışılan süre ve ev kadınlığı sürelerine ilişkin tarih aralığı belirtilerek, borçlanma istemi infaza uygun şekilde yeniden ve usulünce değerlendirilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.