Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/16723 E. 2014/950 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16723
KARAR NO : 2014/950
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

Mahkemesi : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.04.2013
No : 2009/26-2013/338

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 01.01.1996-31.11.2005 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespitini istemiş olup, Mahkemece yazılı delil bulunmadığı ve kaydı bulunmayan tanık beyanlarına itibar edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup, anılan Kanunun 6. maddesinde yer alan, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönündeki düzenleme ile anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri gerektiği açıktır. Bu bağlamda, hak kayıpları ile gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde mahkemece kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanması gerekmektedir.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında, eldeki dava değerlendirildiğinde; davacının kayıtlara geçmiş sigortalı hizmetlerinin bulunmadığı, davalı işyerinden kaydı bulunmayan davacı tanıklarının çalışmayı doğruladıkları, davalı işyerinden hizmetleri bildirilen davalı tanıklarının ise; “davacının fason olarak çorapları evlerine götürüp kesip eşledikleri” ve “çorapları evlerine götürüp ambalajlayıp getirdiği, bir ara fabrikadan mal gelince davacının gelip 1-1,5 sene bu işi yaptığı” beyanlarının bulunduğu anlaşılmakta olup, öncelikle davalı işverene ait işyerinin 1074755 sicil sayılı ve davalı tanık beyanları dikkate alınarak 652422 sicil sayılı dosyaları ile dava konusu döneme ilişkin bordroları getirtilmeli, davalı işverenin çalışanlara ait kayıtların bulunduğunu belirttiği Bakırköy 5. İş Mahkemesinin 2007/110 esas sayılı dosyası celbedilmeli, bu şekilde işin ve işyerinin kapsam ve niteliği belirlenmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanıkların beyanları arasındaki çalışma iddiasına ilişkin çelişki giderilmeli, bu nedenle, davacının çalışmalarını bilebilecek durumda olan, çalışmaları kayıtlara geçmiş ve işverene karşı açtığı davası bulunmayan, varsa ihtilaf konusu dönemin tamamını kapsayacak şekilde çalışması bulunan kişilerden kanaat edinmeye elverişli sayıda olanlar re’sen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, bu yönde yapılan araştırma yeterli olmaz ise, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı; sonrasında, varsa işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası getirtilmeli ve işçilik alacakları davasında dinlenen tanık anlatımları ile iş bu davada bilgi ve görgülerine başvurulan tanık beyanları karşılaştırılarak, varsa çelişkiler giderilmeli; işyerinin özel işyeri olduğu ve hizmet tespiti davasının her türlü delille ispatlanmasının mümkün olduğu da gözetildiğinde, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, böylelikle; davacının fiili çalışmalarının varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, kesintili mi, sürekli mi olduğu hususu hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenerek, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.