Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/16355 E. 2014/8743 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16355
KARAR NO : 2014/8743
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

Mahkemesi : Turgutlu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 17.05.2013
No : 2011/69-2013/261

Dava, hak sahibi konumunda yer alan davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların yasal faiziyle birlikte geri alınması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 12.04.1994 tarihinde kesinleşen davalıya bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca 19.10.2008 tarihi itibariyle kesilerek, 19.10.2008 – 18.08.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların yasal faiziyle talep edildiği, davalının boşandığı eşiyle 12.04.2011 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmaktadır.
506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Davaya konu somut olayda; 15.06.2010 ve itiraz üzerine düzenlenen 28.12.2010 tarihli Kurum denetim raporlarında; çevresel soruşturma ve mahalle muhtarının alınan imzalı beyanına dayanılarak davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edildiğinin bildirildiği, 1986 doğum tarihli, Serpil’den olma, babası davalının eski eşi olan Senem Elmas’ın 1991 tarihinde nüfusa tescil edildiği, davalının ise 12.04.1994 tarihinde boşandığı, 07.02.2011 tarihli kolluk araştırmasında, dava konusu dönemde birlikte yaşamadıklarına dair bilgi verilmesine rağmen, davalının boşanan eşle Ağustos ayından beri birlikte yaşadığının tespit edildiğinin bildirilmesi karşısında, Kurum denetmenlerince tutulan tutanağın aksinin kanıtlanamadığı bu nedenle davalının fiili olarak eski eşi ile birlikte yaşadığı belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulü yerine, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.