Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/16327 E. 2014/1051 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16327
KARAR NO : 2014/1051
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

Mahkemesi : Samsun 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 08.05.2013
No : 2011/632-2013/290

Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde; davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 120/2. maddesi, (Bağ-Kur Yasası’nın 66. maddesi) bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Anılan Yasanın 120/2. maddesi (66. maddesi) gereği hiç bir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası’nın 66.maddesi Sosyal Sigortalar Yasası’nın 120/2. maddesi ve Emekli Sandığı Yasası’nda ve 5510 sayılı Yasanın 57. maddesinde bu maddeye paralel hükümler getirilmiştir. Aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.04.2010 günlü ve 2010/21-194 Esas, 2010/219 Karar sayılı kararında da vardır.
Dava dosyasındaki belgeler incelendiğinde; davacının çırak olarak gözüken ilk çalışmasının 01.02.1983 başlangıç tarihli ilk işe giriş bildirgesinin 22.02.1983 tarihinde Kuruma verildiği ve doğum tarihinin 05.09.1967 olarak yazıldığı, sonraki tarihli işe giriş bildirgelerinde ise davacının nüfus kayıt örneğinde açıklamalar kısmında yer alan Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.1983 gün ve /1982 -759E.1983/143 sayılı, 07.06.1983 kesinleşme tarihli kararına dayanarak davacının doğum tarihinin 05.09.1967 iken 05.09.1964 olarak tescil kaydı nedeniyle, bu tarih olarak devam ettidiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca somut olayla ilgili 506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmamaktadır” hükmüne yer verilmekte iken benzer düzenleme 5510 sayılı Kanunun 5. maddesinde de, “kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:
b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası uygulanır” şeklinde yer almıştır. O halde davacının çırak olarak gözüken çalışmalarının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarına tabi olmadığı açıktır.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, davacının malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kollarına tabi ilk çalışmasının 01.03.1986 tarihinde gerçekleştiği, yaş tashihi kararının ise 07.06.1983 tarihinde kesinleştiği göz önüne alındığında mahkemece davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinin incelenmesinde yaş tashihi sonucu düzeltilen yaşının göz önüne alınması gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.01.2014 gününde karar verildi.