Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/16318 E. 2014/607 K. 17.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16318
KARAR NO : 2014/607
KARAR TARİHİ : 17.01.2014

Mahkemesi :Antalya 3. İş Mahkemesi
Tarihi :19.04.2013
No :2010/591-2013/182

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

506 sayılı Kanunun 63/A bendi hükmüne göre; yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıklarının bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak kesilmesi gerektiğini düzenlediği, 506 sayılı Kanun’un 63/B bendi hükmünde ise, tekrar çalışma başlangıcından, çalışma olgusu süresince, sigortalı adına sosyal güvenlik destek primi ödenmesi suretiyle, sigortalıya bağlanan yaşlılık aylığının ödenmesine devam edileceğinin düzenlendiği, yaşlılık aylığı almakta iken tekrar çalışmaya başlayan sigortalı için, 506 sayılı Kanunun 63. maddesinin son fıkrası, sigortalılara 506 sayılı Kanunun 63. maddesinin A ya da B bendinden yararlanmak için bir tercih hakkı tanıdığı nazara alınmalıdır.

Somut olayda; 01.07.2008-03.10.2009 tarihleri arasındaki çalışmanın tespitinin istenildiği, mahkemece, 01.07.2008-03.10.2008 tarihleri arasındaki çalışmanın hizmet akdine dayalı çalışma olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında; dosya kapsamından, mahkemece, davacının çalışmalarının kabul edildiği dönemde, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı aldığı gözetildiğinde, davacının, talebinin açık ve anlaşılır olmadığı; bu nedenle, öncelikle, davacının talebi açıklattırılmalı, bu kapsamda davacının isteminin, 506 sayılı Yasa’nın 63/A maddesi kapsamında aylığı kesilerek tüm sigorta kollarına tabi çalışmasının tespiti mi, yoksa, 63/B kapsamında Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalışmanın tespiti mi olduğu hususu netleştirilmeli; buna göre, Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalışma sürelerinin 506 sayılı Kanuna göre, sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyeceği hususu da gözetilmek suretiyle, iddia edilen çalışmanın gerçek ve fiili olup olmadığı, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği, yöntemince araştırılmalı; böylece, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca, bir karar verilmelidir.

Kabule göre de; talep içinde kalan 03.10.2008-03.10.2009 tarihleri arasındaki süre hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması isabetsizdir.

Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 17.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.