Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/15956 E. 2014/8338 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15956
KARAR NO : 2014/8338
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

Mahkemesi :Babaeski Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :26.03.2013
No :2012/317-2013/159

Dava, vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemeler sebebiyle oluşan Kurum zararının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, sigortalının 2.11.2010 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu ölümü üzerine hak sahiplerine gelir bağlandığından bahisle Kurum zararının 5510 sayılı Yasa’nın 21/4. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkin olarak dava açmış, Mahkemece, davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Yasa’nın 39. maddesi olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ile, olayın trafik iş kazası niteliğinde olup olmadığı, buna ilişkin Kurum tespiti olup olmadığı ve hak sahiplerine ölüm geliri bağlanıp bağlanmadığı araştırılmamıştır.
5510 sayılıKanunun 13. maddesinde iş kazası “a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b(Değişik bend: 17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d)(Değişik bend: 17.04.2008-5754 S.K./8.mad) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olay olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, sigortalının kullandığı tanker, kaplama içinde bulunan ineğe çarpması üzerine karşı yönden gelen otomobile çarpmış, meydana gelen kazada sigortalı vefat etmiştir. Sigortalının kaza geçirdiği yerde bulunma zamanı ve sebebi, ilgili ceza mahkemesi kararı,sigorta sicil dosyası, ölüm geliri ve ölüm aylığı tahsis dosyalan, sigortalılığına esas faaliyeti, varsa tanık beyanı ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek olayın oluş şekli, giderek iş kazası olup olmadığı 13. madde kapsamında belirlenmelidir.
Zira çözümlenmesi gereken ilk sorun, kazanın bir trafik kazası mı yoksa trafık-iş kazası mı olduğudur. Kaza bir trafık-iş kazası ise davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun ” iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin 4. fıkrası olup, anılan düzenlemede, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
Kazanın, yukarıda belirtilen 13. madde kapsamında yer almaması durumunda, davanın yasal dayanağı, yine 5510 sayılı Kanunun ” uzun vadeli sigorta kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu” başlıklı 39. maddesi olup, üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilecektir. Bu kapsamda, kazanın iş kazası niteliğinde olmadığı belirlenirse sorumluluğun doğması için kast unsurunun gerektiğinde şüphe yoktur.
Mahkemece, kazanın trafik iş kazası niteliğinde olup olmadığı, hak sahiplerine iş kazası ölüm geliri bağlanıp bağlanmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.