Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/15400 E. 2014/3349 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15400
KARAR NO : 2014/3349
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

Mahkemesi : Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 21.05.2013
No : 2010/612-2013/328

Dava hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne hükmedilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddenin 10. fıkrasına göre; yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.
Anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Buna göre; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Somut olayda davacı 16 T 0221 plakalı ticari takside 15/11/1998-10/11/2006 tarihleri arasında ki çalışmasının tespitini talep etmişse de, davacının hizmet cetvelinde davalı işverene ait 1121204 sicil numaralı işyerinden 02/06/2006-01/10/2006 tarihleri arasında bildirimde bulunulduğu ve ayrıca talep edilen dönemde dava dışı 110922 sicil numaralı …Dokuma A.Ş.’den 07/08/2004-21/12/2004 tarihleri arasında bildirim yapıldığı anlaşılmıştır.
E.. V..’ın dava dışı …Dokumacılık A.Ş. nezdinde de 07/08/2004-21/12/2004 tarihleri arasında çalışması bulunduğu görüldüğünden davalı işyeri ile dava dışı işyeri arasında organik ve hukuki bir bağın olup olmadığı araştırılmalı, organik ve hukuki bağ bulunması durumunda, kesintisiz çalışma olarak değerlendirileceğinden hakdüşürücü sürenin, çalışmanın sona erdiği yılın sonundan başlayacağı gözetilerek talep edilen dönemin hak düşürücü süreye uğramadığı, ancak organik ve hukuki bir bağın bulunmaması durumunda kesintisiz çalışma olmadığı değerlendirileceğinden dava dışı iş yerinden önceki döneme ilişkin taleple ilgili olarak davalı iş yerinden herhangi bir bildirim yapılmaması sebebiyle, Kurumca çalışmanın tespitine ilişkin yapılan bir inceleme olup olmadığı araştırılmalı, çalışmanın Kurumca tespitinin yapılmamış olması halinde dava dışı iş yerinden yapılan bildirim öncesi talebin hak düşürücü süreye uğradığı değerlendirilerek karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan V.. Ç.. Mirasçılarına iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.