Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/15280 E. 2014/5857 K. 14.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15280
KARAR NO : 2014/5857
KARAR TARİHİ : 14.03.2014

Mahkemesi :Gaziantep 2. İş Mahkemesi
Tarihi :22.05.2013
No :2012/506-2013/327

Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun, yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin ve yapılan sağlık yardımları nedeniyle Kurum’a borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 30.05.2006 tarihli işlemle vergi kaydı esas alınarak, 04.10.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olan davacının sigortalılığı, vergi kaydının, aracını davadışı şirkete kiraya vermesi nedeniyle gayrimenkul sermaye iradına dayalı olduğunun anlaşılması üzerine, başlangıçtan itibaren iptal edilmiştir.
Gerek Mülga 1479 sayılı Kanun, gerekse 5510 sayılı Kanun’un 4/1-b maddesi gereğince zorunlu sigortalı olunabilmesi için, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı gerekmekte olup; Mahkemenin, gayrimenkul sermaye iradına dayalı vergi kaydı nedeniyle zorunlu sigortalı olunamayacağına ilişkin kabulü yerindedir.
Ne ki, davacının, uyuşmazlık konusu dönemleri kapsar şekilde O. Ş. ve O. Odası ile Gaziantep sicil memurluğunda da kaydı bulunmakta olup; davadışı şirkete kiraya verdiği araç dışında, anılan kayıtlara dayalı olarak kendi nam ve hesabına başkaca bir faaliyetinin bulunup-bulunmadığı araştırılarak, zorunlu sigortalılık konusunda sonucuna göre karar verilmelidir.
2- Yapılacak araştırma sonucunda, davacının zorunlu sigortalı olmayı gerektirir şekilde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunmadığının anlaşılması durumunda, prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesinin, ödemeler icra takibi sonucu gerçekleşmediği veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun ile 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun hükümleri kapsamında primler yatırılmadığı sürece ilgili yararına usulü kazanılmış hak olgusunu oluşturmayacağı; Ne ki; 1479 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 50 inci maddesi, zorunlu sigortalı sayılmayanların isteğe bağlı sigortalı olabileceklerini öngörmüş bulunmakla, bu yönde tescil istemi olmamasına karşın, ödenen primlere karşılık gelen sürenin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilmesinin sosyal güvenlik ilkelerine uygun düşeceği gözetilerek; ilk prim ödeme tarihinden başlayarak ödenen primlerin karşıladığı süre Kurum’dan sorulup, bu süreye isteğe bağlı sigortalılık verilip, uyuşmazlık konusu hususlar sonucuna göre çözümlenmelidir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının talebi halinde davacıya iadesine, 14.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.