YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15138
KARAR NO : 2014/8641
KARAR TARİHİ : 15.04.2014
Mahkemesi : İzmir 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 06.03.2013
No : 2012/32-2013/21
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; 1.11.2009 tarihli iş kazasında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının, davalı işverenden tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.
a)5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Maddenin açık hükmünden de anlaşılacağı üzere madde, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, davalı işveren Kurumun rücu alacağından kusuru oranında sorumludur.
Toplanıp işyerine getirilen hurda poşetlerin renklerine göre ayrılıp çuvallara doldurulması işinde görevli sigortalı, olay günü poşetleri doldurduğu çuvalın ağzını iple bağlama çalışmasında elindeki falçata ile çuvalı delip bu deliklerden ipi geçirip, geçirilen ipi gererek çuvalın ağzını büzmek isterken asıldığı ipin kopması sonucu boşta kalan eliyle, elinde bulunan falçatanın sol gözüne isabet etmesi biçiminde gerçekleşen işkazası nedeniyle açılan rücu davasında; davalı işverenin %75, sigortalının %25 kusurlu olduğu sonucuna varan bilirkişi raporundaki değerlendirme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; olayın oluş şekli itibariyle, işverene verilen kusurun fazla olduğunun belirgin bulunması karşısında, anılan kusur raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, yapılan işte gözlük kullanımının zorunlu olup olmadığı değerlendirilip, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, tarafların kusur oran ve aidiyeti konusunda, oluşa uygun kusur raporu alındıktan sonra karar verilmesi gereğinin gözetilmemiş olması,
b)5510 sayılı Kanunun 21. maddesi ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “…sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Mahkemece, bilirkişiye gerçek zarar tavan hesabı yaptırılarak, ilk peşin değerle karşılaştırılması sonucu düşük olanın kusur karşılığına isabet eden miktarın belirlenmesi gerekirken, gerçek zarar tavan hesabı yapılmaksızın karar verilmiş olması,
c)Dosya kapsamında bulunan gelir bağlama kararında, sigortalıda oluşan % 27,2 meslekte kazanma gücü kaybı oranı bakımından kontrol kaydı bulunmasına, giderek bu durumun gerek rücu alacağı, gerekse tavanı oluşturan miktara doğrudan etkili bulunması karşısında, kontrol muayene kaydının sonucunda meslekte kazanma gücü kaybı oranında değişiklik olup olmadığı, deşiklik olması halinde değişikliğin, ilk peşin sermaye değerli gelire etkisinin olup olmadığının davacı Kurum’dan araştırılarak karar vermek gerekirken, sigortalının kesinleşen meslekte kazanma gücü kaybı oranı belirlenmeden hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.