Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/15063 E. 2014/4650 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15063
KARAR NO : 2014/4650
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Mahkemesi : Giresun 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 25.06.2013
No : 2013/244-2013/340

Dava, 09.02.1991 – 09.03.1991 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

İnceleme konusu davada; davacının 13.06.2001 varide tarihli giriş bildirgesine istinaden 03.01.2001 tarihinde kayıt ve tescilinin yapıldığı, davacının 09.02.1991 – 09.03.1991 tarihleri arasında pideci faaliyetinden vergi kaydı bulunduğu, talep dönemi davacının sicil ve oda kaydının bulunmadığı görülmüştür.

1479 sayılı Yasa, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına alınan esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlara, kanunda yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacını taşımakta olup, 26. maddesinde, sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceğini ve kaçınılamayacağını, bu kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıktan itibaren üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda Kurum tarafından re’sen tescil işleminin yapılacağını hükme bağlamıştır.

619 sayılı KHK’nin Geçici 1.maddesinde yer alan “1479 sayılı Kanuna göre sigortalılık niteliğini taşıdıkları hâlde, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Ancak, 1479 sayılı Yasaya göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla, 20.04.1982 tarihinden bu KHK’nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların,vergiye kayıtlı bulundukları süreler, bu süreye ilişkin primleri,ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.”denilmekte olup, anılan 619 sayılı KHK 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca tüm hükümleriyle iptal edilmiştir.

Benzer bir düzenlemeyi öngören 1479 sayılı Yasanın Geçici 18. maddesinde yer alan “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları hâlde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlar.” düzenlemesi ise, 24.07.2003 tarih, 4956 sayılı Yasa ile getirilmiş ve 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Davacının, sigortalılık tesciline ilişkin giriş bildirgesinin, 2001 yılında kuruma ibraz edilmiş olması karşısında, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 4956 sayılı Yasa ile değiştirilen 1479 sayılı Yasanın Geçici 18.maddesinden yararlanmak mümkün değilse de; davacının talebine konu sigortalılık durumunun 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddeleri esas alınmak suretiyle değerlendirilmesi mümkündür.

Bu durumda, mahkemece, yapılması gereken iş;davacının,uyuşmazlığa konu dönemdeki (09.02.1991 – 09.03.1991) bağımsız çalışmasının ve sigortalılık durumunun, 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddeleri çerçevesinde yapılacak araştırma ve irdeleme ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda araştırma yapmaksızın yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.