Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14688 E. 2014/703 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14688
KARAR NO : 2014/703
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

Mahkemesi : Gebze 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 26.03.2013
No : 2009/590-2013/180

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum ve davalı işveren vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.04.1974-01.10.1983 tarihler arasında davalı işveren yanında geçen çalışmaların tespitini istemiştir. Hizmet cetvelinde, 01.10.1975-30.06.1977 tarihleri arası 5697 işyeri sicil numaralı işveren R.. S.., 1978/2-1979/4 dönemler arası 26011 sicilli işyeri numaralı işveren K..S..taşeron F.. Y.., 01.07.1980-30.11.1980 tarihler arası 6860 işyeri sicil numaralı işveren K..S.. 01.12.1980-31.12.1980 tarihler arası 12452 işyeri sicil numaralı işyerinden davacının çalışmalarının bildirildiği, 01.04.1975 tarihli işveren R..S.. tarafından, 01.07.1980 tarihli işveren Kadir Saka tarafından ve 01.04.1978 tarihli işveren K.. S..tarafından verilmiş davacı yanca imzalı işe giriş bildirgelerinin bulunduğu ancak alacak dosyasında yapılan Adli Tıp imza incelemesinde, mezkur işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespitinin yapıldığı, Mahkemece, 01.04.1978 tarihinden önceki çalışmalar yönünden hak düşürücü süre geçtiğinden reddine, 01.04.1978-01.10.1983 tarihler arasında davalı F.. Y..’e ait işyerinde kesintisiz çalıştığının tespitine hükmedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 01.04.1978 tarihinden öncesine ait süreler yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle red hususunda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, uyuşmazlık davacının, 01.04.1978-01.10.1983 tarihler arasında davalı işveren nezdinde kesintisiz çalışıp çalışmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi kapsamında, inceleme ve değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmelidir. Bu bağlamda; bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği, göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; Davacının, talep konusu dönemde kesintisiz olarak davalı işyerinde çalışıp çalışmadığı noktasında; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacının, hizmet cetvelinde çalışmaların farklı işyerlerinde geçtiği dikkate alınarak bu işyerlerinin kimlere ait olduğunun belirlenmesi, davalı işyeri ile bu işyerleri arasında organik bir bağ bulunup bulunmadığının araştırılması şayet dava dışı işverenler yanında davacının fiili çalışmasının bulunmadığı sonucu hasıl olacaksa bu durum çalışmaların iptali sonucunu doğuracağından onların da dinlenmesi gerektiği hususları dikkate alınarak davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; dava konusu dönemde farklı işyerinden Kuruma bildirilen davacı çalışmalarının gerçekliği araştırılmalı, dava konusu dönemde işyeri devri yada işverenler arasında organik bağ bulunması , başka bir deyişle kesintisiz çalışma söz konusu olması durumunda ilk işe giriş bildirgesi verilmesinden önceki davacı çalışmaları yönünden hak düşürücü sürenin , çalışmanın sona erdiği yılın sonundan başlayacağı gözetilmeli , dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; Kuruma bildirim yapılan dönemlerde aylık otuz günden az bildirilen çalışmaya ilişkin açıklayıcı bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenip eklenmediği, eklenmemişse, Kurumun eksik bildirim nedeniyle resen tahakkuk işlemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği araştırılmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum ve davalı işveren avukatlarının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı F.. Y..’e iadesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.