YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14657
KARAR NO : 2014/2593
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
Mahkemesi : İstanbul 9. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.05.2013
No : 2010/674-2013/264
Dava, tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Sonucu itibarıyla 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince, 12.01.1990 – 13.05.1994 döneminde sigortalı olunduğunun ve 01.12.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespitine ilişkin davada sigortalılık sürelerinin hüküm altına alınması yerindedir.
1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık sigortasından aylık bağlanması istemine ilişkin davalarda, davalı Kuruma başvuruda bulunulduğu tarih itibarıyla tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi durumunda, özellikle, Anayasa’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141. maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm, 6100 sayılı Kanunun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesinde yer alan, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme, sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında, bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen ay başından itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin hüküm kurulmalı, kuşkusuz, yargılama aşamasında aylık bağlama koşulları gerçekleşen davacı sigortalı yönünden tahsis talep günü itibarıyla şartlar oluşmamakla Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmelidir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun “Yaşlılık aylığından yararlanma koşulları” başlığını taşıyan 35. maddesinde, yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalının yazılı istemde bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması gerektiği belirtilmiştir. Bu bakımdan, Kuruma yazı yazılarak 18.09.1985 – 10.11.2008 döneminde aralıksız sigortalı olduğu saptanan, tahsis aşamasında değerlendirilen askerlik süresine karşılık gelen borçlanma bedelini 12.01.2009 günü yatıran davacının 10.11.2008 tahsis başvuru tarihi itibarıyla prim borcunun bulunup bulunmadığı sorulmalı, varlığı durumunda borcun özellikle 26.03.2010 tarihli ödeme olgusu gözetilerek, hesaplanacak gecikme zammıyla birlikte hangi tarih itibarıyla tümüyle ödendiği belirlenmeli, borç sona ermedi ise bu kez prim ve olası ödeme tarihi itibarıyla Kurumca hesaplanacak gecikme zammı borcunu yatırması amacıyla davacıya uygun süre tanınarak elde edilecek sonuca göre karar verilmeli, kuşkusuz, borcun ödendiği tarihi izleyen aybaşından itibaren aylığın başlatılması gereği dikkate alınmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin tümüyle hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.