Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14579 E. 2014/8739 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14579
KARAR NO : 2014/8739
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

Mahkemesi : Marmaraereğlisi Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 14.03.2013
No : 2008/113-2013/64

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı kurum, 30.12.2005 tarihli iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin rücuen tahsilini talep etmiştir.

Davanın yasal dayanağı olan 506 Sayılı Kanunun 26/1.inci maddesindeki “….sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunması; fiili ödemenin mevcudiyeti halinde ise, kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet ilk peşin sermaye değerli gelir, fiili ödeme miktarından düşük ise o takdirde ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise o takdirde de fiili ödeme miktarının esas alınması gerekir.

506 sayılı Kanunun 92. maddesinin, “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir.

Eldeki dosya kapsamına göre; dava dilekçesine ekli sunulan peşin sermaye değeri tablosunda, sigortalının hak sahibi A. Ö.’e bağlanan gelirin 92. madde uygulamasıyla indirildiği, birleşen dava dosyasına sunulan tabloya göre ise sigortalının hak sahibi A.’a bağlanan gelirin kesilerek, fiili ödemeye dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Mahkemece; hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ile 92. madde uygulaması sonucu değişen ilk peşin sermaye değeri ve fiili ödeme miktarları Kurumdan sorulup, ayrı ayrı tespit edilerek yapılacak karşılaştırma uyarınca, taleple bağlılık ilkesi de göz önüne alınmak suretiyle, davalının tazminle sorumlu olduğu Kurum zararının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereği üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.