Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14316 E. 2014/2606 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14316
KARAR NO : 2014/2606
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

Mahkemesi :İstanbul 1. İş Mahkemesi
Tarihi :28.03.2013
No :2010/557-2013/156

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalı D.. B.. yönünden husumet yokluğu nedeniyle dava reddedilip diğer davalılar hakkında istem aynen hüküm altına alınmıştır.

Hükmün, davalılardan SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılardan Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Davalı işveren partinin il merkezi adına tescilli işyerinden 01.02.2006 – 16.12.2008 tarihleri arasında tam gün üzerinden eksiksiz davalı Kuruma bildirimleri gerçekleştirilen, 27.04.2005 günü yapılan parti il başkanlık divanı toplantısında, kendisine yardımcı olacak eleman alınmasına karar verilen davacının istemi, 20.08.2004 – 01.02.2006 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçmesine karşın bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada, iddiayı doğrulayan yazılı belgeler ile bilgi ve görgülerine başvurulan tanıkların anlatımlarına dayanılarak karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları belirtildikten sonra 4. maddede işveren, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır.

Diğer taraftan siyasi partilerin kurulmaları, teşkilatlanmaları, faaliyetleri, görev, yetki ve sorumlulukları, mal edinimleri ile gelir ve giderleri, denetlenmeleri, kapanma ve kapatılmalarıyla ilgili hükümleri kapsayan 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 3. maddesinde, siyasi partilerin ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olduğu, 7. maddesinde, siyasi partilerin teşkilatının; merkez organları ile il, ilçe ve belde teşkilatlarından; Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu ile il genel meclisi ve belediye meclisi gruplarından ibaret olduğu, 19. maddesinde, siyasi partilerin il teşkilatının; il kongresi, il başkanı, il yönetim kurulu ve il disiplin kurulundan oluştuğu, 31. maddesinde, siyasi partilerin merkez teşkilatının Ankara il merkezinde; il ve ilçe teşkilatlarının, ilgili il ve ilçe merkezlerinde; belde teşkilatlarının, il ve ilçe merkezleri hariç olmak üzere, belediye teşkilatı olan yerlerde bulunduğu belirtilmiş, 70. maddesinde, giderlerin yapılmasında izlenecek yöntem açıklanarak bir siyasi partinin bütün giderlerinin, o siyasi parti tüzelkişiliği adına yapılacağı bildirilmiştir. “Mali sorumluluk” başlığını taşıyan 71. maddede ise “Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzelkişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır.

Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamaz. Bu takdirde sorumluluk, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olur.“ hükmü yer almakta olup sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında anılan düzenlemenin hizmet tespiti davalarında işverenlik sıfatını etkileyen herhangi bir yönü bulunmadığı gibi, partinin il ve ilçe teşkilatlarının tüzel kişiliğe sahip olması da parti genel başkanlığının işverenlik sıfatını ortadan kaldırmamaktadır.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davalı Genel Başkanlık yönünden yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.