Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14248 E. 2014/2938 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14248
KARAR NO : 2014/2938
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

Mahkemesi :Malatya 1. İş Mahkemesi
Tarihi :20.05.2013
No :2009/941-2013/482

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinde, “… Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır….Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı, 09.01.2007- 14.12.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının tespitini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. Davacının, 05.09.2007-19.03.2009 tarihleri arasında davalıya ait 7074 sicil nolu işyerinden her ay 15 gün, 20.03.2009- 06.06.2009 tarihleri arasında davalıya ait 1021684 sicil nolu işyerinden kesintisiz bildirimin bulunması karşısında, davacının davalıya ait işyerinde tüp dağıtımı işi yaptığı dönemdeki çalışmasının sürekli olup olmadığı, aynı dönemde tüp dağıtımı işi yapan başka çalışan olup olmadığı ve davacının davalıya ait işyerinde ne zaman çalışmaya başladığı hususunun yeterince araştırılmaması, yukarıdaki yasal düzenleme ışığında davalı işverenin eksik bildirilen günlerle ilgili belgeleri aylık prim ve hizmet belgesine ekleyip eklemediği hususunun araştırılmaması, yine, davacının, 05.12.2009 tarihinde davalıya ait araçla trafik cezası aldığı hususunun gözetilmemesi isabetsizdir. Mahkemece, re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda; uyuşmazlığa konu dönemin tamamını kapsar şekilde çalışması bulunan bordro tanıkları re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı; talep edilen döneme ilişkin bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde, sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile aynı çevrede işyeri olan işveren, ya da, bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanık anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık anlatımları karşılaştırılmalı, varsa, çelişki giderilmeli, sigortalının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da, bildirim dışı kaldığı hususu yeterince araştırılmalı; işyerinde Kurum tarafından yapılmış tespit ve müfettiş raporu bulunup bulunmadığı araştırılmalı, çalışmanın tam zamanlı olup olmadığı, işin ve işyerinin kapsamı gözetilerek belirlenmeli, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.