Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14235 E. 2014/5608 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14235
KARAR NO : 2014/5608
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

Mahkemesi :Bursa 6. İş Mahkemesi
Tarihi :07.05.2013
No :2011/1420-2013/250

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davacı, murisi Osman Gök’ün davalılardan işverene ait inşaat işyerinde 26.06.1982 tarihinden itibaren 15 gün hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, murisin çalıştığı iddia edilen tarih itibariyle beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’nci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Anılan 79’uncu maddenin 10’ncu fıkrası(eski 8) hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen veya Kurumca tespit edilemeyen çalışmaların, sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi amacıyla açılacak davaların, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılması gerekir. 506 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte beş yıl olan hak düşürücü süre 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunla on yıla çıkarılmış, ancak 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunla tekrar beş yıla indirilmiştir.

Söz konusu hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Somut olayda; murisin celbedilen sigorta sicil dosyasında talebe konu 26.06.1982 tarihli ve süresinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi ve söz konusu tarihten 25.12.1983 tarihine kadar davalıya ait işyerinden bir kısım bildirimlerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Anılan belgeler 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinde zikredilen türde belgelerden olduğundan tespiti istenen süre itibariyle hak düşürücü süreden bahsedilemez. Bu durumda Mahkemece işin esasına girilerek deliller toplanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.