YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14233
KARAR NO : 2014/562
KARAR TARİHİ : 17.01.2014
Mahkemesi : Ankara 7. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.05.2013
No : 2009/928-2013/430
Davacı, malullük aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 14. maddesinde “ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur” hükmü öngörülmüştür. Davanın açıldığı 16.09.2009 tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 38. maddesinde “davaya ehliyet Medeni Kanun ile belirlenmiştir”; karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 50. maddesinde “Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.”, anılan Kanunun 51. maddesinde de “Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri … tarafından temsil edilir.” düzenlemeleri yer almakta olup; kişinin kendisi tarafından veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyeti olarak tanımlanan dava ehliyeti, medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. Ayırt etme gücü bulunmayanlar kural olarak dava ehliyetine sahip olmadıkları için davada yasal temsilcileri tarafından temsil edilmeleri gerekir ve dava ehliyeti, dava şartlarından olduğundan, Mahkemece kendiliğinden gözetilir.
Somut olayda; davacının, davalı Kurum tarafından sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten itibaren malul olduğunun belirtildiği; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenip hükme esas alınan rapora göre, 12.05.2009 tarihinden itibaren çalışma gücünün tamamını kaybedecek şekilde şizofreni hastası olduğu anlaşılan davacının belirlenen hastalığının, dava açma ehliyetini ortadan kaldıracak nitelikte olup-olmadığı araştırılıp, gerekirse, Türk Medeni Kanununun 462. maddesi hükmüde gözetilmek suretiyle vasi tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 17.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.