Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14087 E. 2014/8864 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14087
KARAR NO : 2014/8864
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 05.03.2013
No : 2008/813-2013/97

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 13.10.2006 tarihinde trafik iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirler, ödenen geçici işgöremezlik ödeneği ve yapılan tedavi giderleri nedeniyle oluşan sosyal sigorta yardımlarının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 9., 10., 26. maddeleridir.
Mahkemece, davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 9. ve 10.maddeleri kapsamında bir araştırma ve değerlendirme yapmaksızın karar verilmiştir.
506 sayılı yasanın 9. maddesi – (Değişik : 25.08.1999 – 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ”işveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.(Ek : 14.07.1999 – 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ” düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2.maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için;işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
506 sayılı Kanunun 10. maddesine göre sorumluluk; kusursuzluk ilkesine dayanır. İş kazasında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarından 10.maddeye göre sorumlu tutulması gerekir.
İşverenin, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesinde; işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ortaya çıkan tazminat miktarından, Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca, % 50’den aşağı olmamak üzere indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davaya konu somut olayda, Mahkemece, davalı işverenin sorumlu olduğu rücuen tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla, davanın yasal dayanaklarından olan ve kusursuz sorumluluk halini düzenleyen 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı belirlenmeli, özellikle, sigortalının kazadan bir gün önce işe başladığına ilişkin kurum müfettişine beyanıda dikkate alınarak, sigortalının özlük dosyası (hizmet cetveli ve işe giriş bildirgesi ile birlikte) celbedilip dosyadaki mevcut delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle, somut olayda 4447 sayılı Yasa ile değişik 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. madde koşullarının varlığı araştırılıp irdelenmeli varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; Tedavi giderleri kapsamındaki Kurum talebine ilişkin davanın, yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 59 ve Geçici 1. maddeleri hükmü uyarınca ortadan kalkması nedeniyle, tedavi giderleri yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi ve tedavi giderleri yönünden davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilmiş olması isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.