Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/14054 E. 2014/2468 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14054
KARAR NO : 2014/2468
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Mahkemesi :Malatya 1. İş Mahkemesi
Tarihi :16.05.2013
No :2012/354-2013/453

Dava, borçlanabileceği askerlik süresi belirlenerek ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hüküm, davanın açıldığı tarihteki, hal ve şartlara göre tesis edilir. Ancak 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkin davalarda, davalı Kuruma başvuruda bulunulduğu tarih itibariyle tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi mümkündür. Bu durumda; Anayasa’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141’inci maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm; 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30’uncu maddesinde yer alan, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme; sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilklerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temelinedayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında; bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verilmelidir.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerektiği gibi, ileriye dönük olarak ve şarta bağlı biçimde karar tesis edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda; davacı, murisi O.. K..’un askerlik süresini 730 gün üzerinden borçlanabileceğinin ve ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, askerlik borçlanmasının 730 gün üzerinden yapılabileceğinin tespiti ile “davacının askerlik borçlanmasını yatırdığı takdirde murisinin 175 gün de sigortalılığı dikkate alınarak toplam 905 gün üzerinden ölüm aylığına hak kazandığının tespitine” karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alınarak; Mahkemece, davacıya askerlik borçlanma bedelini yöntemince yatırması için uygun bir süre verilerek, ödemesi halinde, bedelin ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile hükmün infazında çelişkiye neden olacak şekilde şarta bağlı hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yöneleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.