Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/13741 E. 2014/558 K. 17.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13741
KARAR NO : 2014/558
KARAR TARİHİ : 17.01.2014

Mahkemesi :İstanbul 15. İş Mahkemesi
Tarihi :10.04.2013
No :2012/177-2013/136

Dava, sakatlık nedeniyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 01.10.1993 – 30.09.2011 tarihleri arasında hizmet sözleşmesine dayalı çalışmaları nedeniyle 5981 prim günü olan davacı, 24.02.2012 tarihli dilekçesi ile, sakatlık nedeniyle vergi indiriminden yararlanmakta olduğunu belirterek, kendisine yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istemiş; Mahkemece, İş-Kur tarafından özürlü kadrosundan özel sektörde işe yerleştirilirken alınan ve Bandırma Devlet Hastanesi tarafından 14.08.1992 tarihinde düzenlenen %45 oranında özürlü olduğuna ilişkin rapor esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanununun “yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 28. maddesine göre, “yaşlılık sigortasından sigortalıya sağlanan haklar şunlardır:
a) Yaşlılık aylığı bağlanması.
b) Toptan ödeme yapılması.
(Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008-5754/16 md.) İlk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara;
Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp oranının;
a) % 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,
b) % 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanırlar. Bunlar 94 üncü madde hükümlerine göre kontrol muayenesine tâbi tutulabilirler….”
5510 sayılı Kanunun “506 sayılı Kanunun malûllük ve sakatlık hükümlerine ilişkin geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 10. maddesinde, “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ilk defa sigortalı olanlardan, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya özrü bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
(Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008-5754/71 md.) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (c) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır…..”düzenlemesine yer verilmiştir.
Mülga 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin C-b alt bendine göre, “sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan; ilgili mevzuatı uyarınca, I. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, II. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onsekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, III. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar. Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanarak yaşlılık aylığı alanlar Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulabilir.”
Mülga 506 sayılı Kanunun geçici 87. maddesinde ise, Kanunun 60/C-b maddesindeki değişikliğin yürürlük tarihinden önce sigortalı olanlar yönünden yaşlılık aylığına ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmiştir.
Belirtmek gerekir ki; gerekçede belirtilen 5510 sayılı Kanunun Geçici 10. maddesinin 1. fıkrası, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlanan tarih öncesinde malul sayılmayı gerektirecek oranda hastalığı bulunanların yaşlılık aylığı şartlarını düzenlemiş olup, somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi, sigortalı olarak çalışmanın başladığı tarihte yürürlükte bulunan Mülga 506 sayılı Kanunda, sakatlık nedeniyle vergi indiriminden yararlanma oranları; tahsis talep tarihi ve davanın açıldığı tarihte yürürlüğe girmiş olan 5510 sayılı Kanunda ise, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp oranının esas alınacağı belirtilmiştir.
Mahkemece, 5510 sayılı Kanunun Geçici 10. maddesindeki düzenleme gözetildiğinde; öncelikle, davacının sakatlık nedeniyle vergi indirimi oranının belirlenip belirlenmediği ilgili defterdarlık veya taraflardan araştırılarak yaşlılık aylığı şartları 506 sayılı Kanuna göre değerlendirilmeli; buna göre yaşlılık aylığına hak kazanılamaması durumunda, 5510 sayılı Kanunun 28. maddesi gereğince çalışma gücü kaybı oranı araştırılmalı, hangi Kanun davacı lehine ise, hükme esas alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; davacıdaki sadece özür durumunu belirten ve yaşlılık aylığı talep tarihine ilişkin belirleme bulunmayan sağlık raporu esas alınarak karar verilmiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
2-Kabule göre de; davalı Kurum’un harçtan muaf olduğu gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.